Seçimlere artık günler kaldı. Seçim günü yaklaştıkça artık saflar daha da net olmaya başladı. Her ne kadar 4 cumhurbaşkanı adayı olsa da seçimin Erdoğan ve Kılıçdaroğlu arasında olacağını söyleyebiliriz. Cumhurbaşkanlığı açısından rüzgarın Kılıçdaroğlu tarafına estiğini düşünüyorum. Tabi bu seçimdir, her ne kadar tahmin bile etsek her şey seçim gününe bağlı. Sonda söyleyeceğimi şimdilik söyleyeyim; Kılıçdaroğlu kazanırsa ülkeye demokrasi ve özgürlük gelmeyeceğini sadece Türk devletinin eski koduna geri döneceğini düşünenlerdenim.
Elbet Kılıçdaroğlu’nun seçimi kazanması tek başına bir şey ifade etmiyor. Tek adam rejiminde her ne kadar tek adam karar alsa da bu kararların onanması için meclis gerekiyor. AKP-MHP li vekiller sorgusuz tek adamın kararlarını onay veriyordu. Ama CHP cephesinde İyi Parti her karara onay vermeceğini düşünmek kahinlik olmaz diye düşünüyorum. İyi Parti, kendi çıkarları doğrultusunda çıkmayacak hiçbir yasaya evet demeyecektir. Özellikle Türkiye’de yaşanan tüm sorunların temel kaynağı olan Kürt sorunu meselesinde İyi Parti’nin tavrı retçi anlayıştır ve öyle olmaya da devam edecektir.
Kürt sorunun çözümü, demokrasi ve özgürlüklerin gelişmesine tek amansız fakatsız destek verecek Yeşil Sol Parti’dir. Bu nedenle Yeşil Sol Parti’nin en çok vekille meclise gitmesi gerekiyor. Sol Parti, TKP ve TİP tek başlarına seçime girme kararı aldı. Bu partilerin oyları bazı bölgelerde önemli olduğunu düşünüyorum. Tek başlarına Mersin gibi bir kentte vekil çıkaramayacaklarını herkes biliyor. Fakat 2018 seçiminde HDP, 2 bin 730 oy ile 3’üncü vekilli kaybetti. Bu durum açıkça ortada iken AKP’ye vekil kaybettirme yerine kazandırmak hiç kimsenin çıkarına olmayacaktır. Her bir oyun kıymetli olduğunu gören bir yerden AKP’ye kaybettirmek için oylar Yeşil Sol Parti’ye. Bu seçimde Mersin’e inanarak şunu söylüyorum eğer AKP’ye kaybettirme stratejisi uygulanırsa Yeşil Sol Parti, AKP’den iki vekil alarak bu dönem 4 vekil ile Mersin’i mecliste temsil edecek. İşte böyle olursa muhalefet kazanacaktır.
Nasıl mı kazanacak? Kılıçdaroğlu kazanması durumunda ülkeye demokrasi ve özgürlük gelmeyeceğini sadece Türk devletinin eski koduna geri döneceğini başta söylemiştim. Bu geri kodlara dönen sistemde dinamik güç olan Kürtler ve sosyalistler mecliste ve sokakta güçlü mücadeleyle ile bu kodları değiştirebilir. Dinamik mücadele ile ancak sistem tam anlamıyla demokratik olmaya yolunda ilerler. Sistem partilerinden medet ummak sadece sistemi bilmemek olur. Erdoğan’a kaybettirmek bu dönem önemli fakat dokunmazlık ve tezkere meselesinde tek vücut olan Millet İttifakını da kurtarıcı olarak görmemek gerekiyor. Bu sisteme ancak geri adım attıracak halk mücadelesidir. Halkın değerli bir oyunu boşa çıkarmamak için strateji belli. Söylediğim gibi halk cephesinin elini güçlendirmek için AKP’ye kaybettirerek Yeşil Sol Parti’ye vekil kazandırmak gerek. Oyunun değerini bilerek vermelisin. Seçim günü için rahat olsun. Seçimden sonra keşke dememek için haydi Yeşil Sol Partiyi güçlendirelim. Mersin başaracak.