
Mersin demokratik kitle örgütleri, devrimci, yurtsever, sosyalist ve muhalif kamuoyuna.
Adım Ali Osman Abalı Mersin’de yaşıyordum belgesel yapımcılığı ve fotoğraf sanatıyla ilgileniyorum; muhalif bir sanatçıyım. İnsan hakları aktivistiyim. Bu yazıyı okuyacak olan bir çok kişiyle tanışıyoruzdur yada yeni tanışacagız.Türkiye’nin ve dünyanın bir çok şehrinde karma-kişisel sergiler açtım belgesel film gösterimleri yaptım.
Dillendirdigim göstermeye çalıştığım her meselenin arkasındayım az bile yapmışım. Ötekilerin görsel belleğini oluşturmaya çalışmaktan her daim onur duymuşumdur. Bütün bu uğraşların sonunda Mersin Büyükşehir Belediyesinde bir kontenjana yerleştim, hiç benimsemesemde kendimi kurumsal ve pespaye bir hayatın içinde geçinebilmek için buldum. Kurumsal çalışma hayatıma spesifik ugraşlarım, aktivizm geçmişim ve devam etmekte olan muhalif, anti-sömürgeci ve devrimci kimliğim nedeniyle Mersin Büyükşehir Belediyesinde önce mobing daha sonra işime son verilmesiyle uzaklaştırıldım. MBB’nin oluşturduğu denetleme komisyonu işten çıkarma gerekçesi ise “güvenlik soruşturması” ve “arşiv taraması” denilen hukuksuz bir yöntemle oldu. İşten çıkarılma sebebim Mersin Büyükşehir Belediye başkanı Vahap Seçer ve CHP’nin sömürgeci zihniyetidir. Diğer sorumlular ise CHP yardakçısı sömürge muhalefettir. Üyesi olduğum yada üyesi olduğumu sandığım isminin başında devrimci ibaresi olan sendikaya gidip bu işten çıkarmaların sistematik şekilde sol sosyalist yurtsever çevrelere uygulandığını tavır takınılmazsa büyük işçi kıyımlarının kapıda olduğu söyledim. Adının başında devrimci ibaresi olan sendika yetkilisi emek demokrasi platformu toplantısında bu işten çıkarma art niyetli bir amaç gütmüyor merkezi hükümetin eli belediyenin yakasında kayyım tehlikesi var dedi ve CHP ile arasını açmamak için üyeliğimi düşürdü yani görevini yaptı.
Avrupa’ya çıkmadan bu işten çıkarmalarla ilgili kamuoyu oluşturmak istedim sosyal ve siyasal ilişkilerim aman idare et zaten mahkemeyle döneceksin kimseyle kötü olma dedi ve beni yatıstırmak ve gazımı almakla yetindi. Gün geçtikçe bütün bu ilişkilerin temiz olmadığını düşünmeye başladım bir yoldaşımın ısrarı ve iknası sayesinde kendimi Avrupa’da buldum. Ceberut zihniyete iki çift laf söylemediğime bin pişmanım bu pişmanlığın sorumlusu örgütlü olduğum çevre ve gazımı almaya çalışan sosyal cevremdir. CHP ile ilişkilerini korumaya kollamaya çalışan sömürge zihniyet yapmak istediğim bir kamyon şeyin olduğu ülkeden uzaklaşmamı sağladı.
CHP ve benzeri partilerle seçim ittifakı yapacak muhalif partiler ve o ittifaka oy verecek çevreler elinizi vicdanızana koyun, geçmişinize bakın sizi dövmeye çalısan değnek aynı değnek sadece el değistiriyor.
2024 yerel seçimlere sayılı günler kala. son söz Frantz Fanon’dan olsun. “Sömürgecisine itiraz edemeyen, Kardeşine düşman kesilir. Ve tüm gücünü ona göstermeye çalışır…”






