Türkiye’de seçim takvimi açıklandıktan sonra gözler artık hangi adaya kimler destek veriyor oldu. 14 Mayıs’ta yapılacak seçimlerde her ne kadar bir çok aday olsa da iki blok yarışıyor. Bir taraftan devlet sistemini devam ettiren partiler diğer taraftan da halk için siyaset yapan blok.
Hem Cumhur hem de Millet İttifakı her ne kadar farklı görünse de devlet mantığıyla her iki blokta aynı. Ama bu seçimde tek farklı olan üçüncü yol siyasetiyle hareket eden HDP’dir. HDP son dönemde özellikle seçimlerde anahtar rolünde olduğunu gösterdi. Yerel seçimlerde AKP-MHP’ye kaybettirme yolu izleyen HDP büyük bir başarı elde etti. Kürdistan’da o kadar askeri seçmen takviye etmesine rağmen kayyım atanan bir çok belediyeyi geri aldı. Demokrasiyi sözde savunan AKP-MHP, Kürt halkının iradesine bir kez daha darbe yaparak kazanamadığı belediyelere kayyım atadı. Şimdi gözler HDP’nin bu seçimde ne yapacağıdır.
Deprem süreciyle birlikte ortam gerginliği biraz azalırken, AKP-MHP iktidarı yine bu süreçte halkı ve siyasetçileri tehdit etmeye devam etti. Erdoğan’ın seçim takvimini açıklamasıyla birlikte tüm blokların cephesi netleşiyor.
Millet Ittifakı’nda Kılıçdaroğlu’nun adaylığının açıklama sürecinde İYİ Parti krizi yaşansa da 6 parti yoluna devam ediyor. AKP-MHP-Vatan Partisi-BBP ittifakına HÜDAPAR ve Yeniden Refah Partisi de eklenerek 6 parti oldu. Her iki blokta tek başına ilk turda Cumhurbaşkanı seçiminde kazanamaz. İki ittifakında ihtiyacı olan Kürt halkı yani HDP’dir. Cumhur İttifakı hesaplarını HDP olmadan Kürtlerden oy alma peşinde. MHP ve HÜDAPAR ile ittifak yapan AKP’nin bu hesabı baştan çöpe gitmiştir. Aynı hesabı da CHP yapıyor. Peki bu mantıkta çöpe gider mi? Bence gider. CHP eğer İyi Parti’ye İçişler ve Milli Savunma Bakanlığının verirse baştan kaybettiğini ilan etmiş olur.
Böylesi bir tabloda hangi blok kazandırsa kazansın, ister ilk turda isterse ikinci turda kazansın Kürt halkı için fark olmayacak. Burada ilk temel mesele Kürt halkı bu seçimde ne kazanacak? Erdoğan’a kaybettirme stratejisi yerinde olacak ama CHP ve Millet ittifakının Kürt halkına karşı söylemlerinde ve sözlerinde cesaretli olması gerekiyor.
“Kürt halkının uzun solluk bir mücadelesi var. Son dönemde seçim süreciyle sanki bir seçimle Kürt halkı tüm taleplerini karşılayabilir. Algısı bence yanlış” Fehim Işık hocanın bu sözlerine katılıyorum. Seçimde ucuz hesap yapanlar unutmasınlarki karşılarında politik bir halk var. Bu seçimde ne yapacağını iyi biliyor. Ucuz pazarlıklarınız bu halka işlemez. Üçüncü yol siyasetiyle Demokratik Türkiye inşası mümkün olacağını hep birlikte göreceğiz. Kürtler için aday önemli değil, hangi program etrafında birleşeceği önemlidir.
Yeni Parti ‘Yeşil Sol Parti’
HDP kapatma davasına karşı Yeşil ve Sol Parti ile seçime girme kararı aldı. Böylelikle kapatma davası boşa çıkarıldı. 33 yıl önce kurulan HEP ile bugüne gelen Kürt siyasetinde, birçok parti kapatıldı ama mücadele hep devam etti. Çünkü Kütler HEP vardı ve varolacak. Her parti kapatıldığında yeni açılan parti daha da büyüdü. Yeşil Sol Parti, faşizme karşı halkın gücünü bu seçimde alacağını şimdiden tahmin etmek kahinlik olmayacak. Bu seçimde Üçüncü yol siyaseti büyük zafer kazanacağını düşünüyorum.