Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) Mersin Şubeler Platformu ise Özgür Çocuk Parkı’nda açıklama yaptı. “Haksız ve hukuksuz işten atılan KESK üyeleri işlerine iade edilsin” yazılı pankartın açıldığı açıklamada, “KHK’ler gidecek biz kazanacağız” ve “İşimize geri döneceğiz” sloganları atıldı.
Platformun Dönem Sözcüsü Murat Doğan, “Çalışma hakkı; her insanın insan onuruna yakışır bir hayat idame ettirebileceği iş ve gelire sahip olma hakkını ifade eder ve anayasamızın 70. Maddesinde kamu hizmetine girme hakkı olarak tanımlanmış, güvence altına alınmıştır. Uluslararası mevzuat açısından da İnsan Hakları Evrensel Bildirgesinin 23. ve 24. Maddelerinde, Avrupa Gözden Geçirilmiş Sosyal Şartında, ILO temel sözleşmelerinde ve ülkemizin de taraf olduğu daha birçok uluslararası hukuk metinlerinde açık, net ifadelerle düzenlenmiştir. Ancak AKP hükümeti OHAL’i fırsata çevirerek on binlerce kamu emekçisinin çalışma hakkını herhangi bir yargısal süreç işletmeden, savunma almadan ve somut belge bilgiye dayanmadan ve evrensel güvenceleri ihlal ederek ellerinden aldı ve ihraç etti.“
“Düşünce özgürlüğünü savunmaya devam edeceğiz”
“Ret edilen başvurulardan 344’ü Barış Akademisyenlerine ait olup 50 dosya ise karara bağlanmayı beklenmektedir. Bu 50 dosya hakkında da ret kararı verecekleri anlaşılıyor.Anayasa Mahkemesi’nin kararına rağmen Barış Akademisyenlerine ilişkin OHAL Komisyonu’nun iktidarın talimatı ile aldığı anlaşılan ret kararları açıkça suçtur. Anayasa Mahkemesi’nin kararını tanınmayan Komisyon iktidarın suçuna ortak olmuştur. Bir kez daha belirtmek isteriz ki, Barış Akademisyenleri yüz akımızdır ve emekçilerin de temel talebi olan barışı sahiplenmeye, düşünce özgürlüğünü savunmaya devam edeceğiz.”
‘KESK’lileri hedef almaktadır’
“Öte yandan, Komisyonun verdiği ret kararlarına itirazlar için iktidar tarafından özel olarak oluşturulan idare mahkemelerinin şu ana kadar verdiği kararlarda da hukuk normlarının işletildiğine dair umut vermemektedir. İdare Mahkemelerine başvuruları ret edilen 1.286 KESK’li için başvuru yapılmıştır. Bu başvurulardan şu ana kadar 333’ü ret, 15’i kabul olmak üzere 348’si karara bağlanmıştır. Görüldüğü üzere karara bağlanan dosyalardan %96’sı RET şeklindedir. Ret edilen başvurular için İstinaf Mahkemesine başvurular yapılmaktadır. İktidarın OHAL’i fiilen devam ettirme uygulamalarından biri de 7145 sayılı Kanun’un 26. maddesiyle 375 sayılı KHK’ye eklenen geçici 35. Madde eliyle devam ettirilen ihraçlardır. Uygulama en çok da iktidarın sendikal hak ve özgürlükler karşıtı politikalarını eleştiren, tutum alan KESK’lileri hedef almaktadır.”
“Tüm zorlukları göğüsleyerek sürdüreceğiz”
“Geçici 35. Madde eliyle şu ana kadar 98 KESK’li bakanlıklar oluru ile ihraç edilmişlerdir. Son olarak EĞİTİM SEN Diyarbakır üyelerinden 21’i bu şekilde işlerinden edilmiş, okul ve öğrencilerinden uzaklaştırılmışlardır. Yasaklamalar, zulüm, faşizan baskı ve uygulamalar iktidarın siyasal ömrünü kısaltmaktan başka bir işe yaramayacaktır. İşçi sınıfının, emekçilerin yüzyıllardır bin bir türlü bedel ödeyerek elde ettiği hak ve özgürlüklerin hangi gerekçe ile olursa olsun ortadan kaldırılmasına yönelik girişimlere karşı fiili ve meşru mücadele hakkımızı sonuna kadar kullanacağız. Bu anti demokratik uygulamalara karşı fiili, meşru ve demokratik direnişimizi ve hukuki mücadelemizi her ne pahasına olursa olsun, tüm zorlukları göğüsleyerek sürdüreceğiz.”
“Görevlerine iade edilmedir”
“Bu vesileyle bir kez daha çağrıda bulunmak istiyoruz; Hukuka ve uluslararası sözleşmelere aykırı, etkin olmayan, denetlenemeyen, kendisini anayasa ve yasalar üstü gören, hükümetin bir organı gibi çalışan ve idari bir mekanizma olan OHAL Komisyonu derhal lağvedilmelidir. Ret kararları iptal edilmeli, haklarında memuriyeti engelleyen herhangi bir kesinleşmiş yargı kararı bulunmayan, hukuken suç olmayan gerekçelerle ihraç edilen tüm kamu görevlileri bütün haklarıyla birlikte görevlerine iade edilmedir.”
“Baskı politikalarına son vermeli”
“Özel yetkilendirilmiş idare mahkemelerinde devam eden dosyalar, bu mahkemelerin ret etmesi üzerine istinaf’a ve Danıştay’a giden dosyalar geri çekilmelidir. Hukuksuz ihraçlardan dolayı mağdur olan tüm kamu emekçilerinin maddi, manevi hak kayıpları karşılanmalıdır. 375 sayılı KHK’ye eklenen geçici 35. Madde eliyle yapılan ihraç uygulaması derhal sona erdirilmelidir. İş güvencesi iktidarın sopası haline getirilmemeli, sendikal örgütlenme önündeki engeller kaldırılmalıdır. İktidar başta örgütlenme, düşünce ve ifade özgürlüğü hakkı olmak üzere temel hak ve özgürlüklere yönelik baskı politikalarına son vermeli, ceza ve soruşturmaları durdurmalıdır.”