MERSİN – Alım gücünün düşmesinden ve enflasyonun sürekli artmasından kırtasiye esnafı da nasibini aldı. Mersin’de 5 yıldır kırtasiye dükkanı işleten Uluç Ejder, eskiden kırtasiye işletmecilerinin iyi bir kazanç elde ettiklerini ve araba, ev satın alabildiklerini söyleyerek bugün içine düştükleri çıkmazdan yakındı. Ejder, ”Pandemide alım gücü kalmadı. Tüketim azaldı. Her şeyin fiyatı artarken bizim kar oranımız düşüyor. Dışa bağımlı olduğumuz için döviz kurları yükselince dolayısıyla aldığımız mal fiyatı da yüksek oluyor” dedi.
Neredeyse günde 3 kere bazı ürünlere zam geldiğini söyleyen Ejder, “En büyük sorunumuz dışa bağımlı olmamızdır. Çünkü çoğu ürünümüz ithaldir. İthal ürünler, bize ulaşana kadar üreticiden, komisyoncusundan, toptancısından geçtikten sonra elimize ulaşıyor. Bize sunulan fiyata göre de mâl alıyoruz ve mecburen satışlarımıza yansıtmak zorundayız. Benim işyerimin aylık gideri 10 bin. Devlet benim bu hizmetime karşılık beni korumalı. Vergimi veriyorum; aylık, 3 aylık ve yıllık olarak. Ya ekonomik paketler getirilmeli ya da küçük işletmelerin vergi oranları düşürülmelidir. Sırtımızdaki yük azaltılmalıdır. En azından yılda bir defa vergi vermekle mükellef tutmalıdır. Çünkü bazen kendi sigorta primimi ödemekte de zorlanıyorum. Bir diğer sorun aynı yerde mesafe olmaksızın aynı işletmelerin açılması için ruhsat verilmesidir; çünkü aynı mahalle veya sokakta 100 veya 150 metre mesafe bırakmadan hizmet veren iki işletmenin açılması ikisine de zarardır. Bizim ülkemizde sistem sorunu var bence. Devlet piyasaları birebir denetlemeli ve iş yerlerine ruhsat vermek için aynı işletmelere mesafe şartı getirmelidir” ifadelerini kullandı.
ZİNCİR MARKETLER KÜÇÜK ESNAFI ETKİLİYOR
Ejder, ayrıca zincir marketlerin mahallelerde faaliyet göstermesinde tüm esnafların rahatsız olduğunu ve kırtasiyelerin de buna dahil olduğunun altını çizerek, şöyle devam etti: “Zincir marketler peynirin yanında elektronik ürünler, kırtasiye ürünleri koyuyor ve her sektördeki müşteriye hitap ediyor. Bunlar büyük sermayeyle kurulmuş ve isim yapmış işletmeler. Halk dolayısıyla bizden almak yerine onları tercihte bulunuyor. Büyük AVM’ler ve zincir marketler kurulmasın demiyorum; ancak mahalle aralarında olmasın. Biraz daha geniş yerlerde ya da şehrin biraz dışına kurulmasında bizler için yarar var. Ben şehir dışında kurulursam kimse bana gelmez; ama AVM kurulsa bile insanlar almak için gider. Bunun dışında bu büyük işletmelerde ürün kalitesi bakımından bizimle aynı değil elbette; çünkü bunlar tırlar dolusu sipariş veriyor. Aldıkları ürünleri de istediği şekilde sipariş ederek firmaların üretimine müdahalesinde bulunuyor. Malın boyutunu küçülterek ve kalitesini düşürterek firmalara sipariş veriyor. Firmalarda bu dev kuruluşlara tırlar dolusu ürün sattığı için onların istediği şekilde malı üretiyor. Dolayısıyla biz direkt piyasanın birinci el kaliteli ürününü alırken, onlar bizim kalitemizin biraz aşağısında ürünü getirip müşteriye sunuyor. Fiyatta da toptan sipariş verdiği için elbette daha ucuza alım yaparak bizden biraz daha uyguna satışa hazırlıyor.”