Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, işçi, memur ve emekliye müjde diye duyurduğu ek zamların, açlık sınırının 6 bin, yoksulluk sınırının ise 20 bini üzerine çıktığı bir dönemde beklentiyi karşılamayacağını savunan işçi, memur ve emekli temsilcileri, kayıpların giderilmesini talep etti.
Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, kabine toplantısının ardından asgari ücrete ek zam ve memur ile emekli maaşlarıyla ilgili açıklamalarda bulunmuş, memur ve emekli maaşlarına yüzde 40 civarı ve asgari ücrete de ek zam yapılacağını duyurmuştu. Erdoğan, ek zam haberlerini müjde diye duyursa da, açlık ve yoksulluk sınırının katlanarak arttığı bir dönemde, yapılacak zamlar işçi ve emeklilerin beklentilerini karşılayacak gibi durmuyor. Yapılacak zam oranlarıyla ilgili konuşan sendika ve dernek temsilcileri, yapılacak zammın kayıplarını karışlamayacağını dile getirdi.
“Bu ne yaman çelişki?”
DİSK Genel İş Mersin Şube Başkanı Kemal Göksoy, Türk-İş’in açlık sınırını 6 bin 391 TL’ye, yoksulluk sınırı 20 bin 818 TL’ye yükseldiğini açıklamasına değinerek, “4 nüfuslu her evde 2 kişinin çalıştığını düşünsek bile eğer yoksulluk sınırı kadar bir ücret eve girecekse asgari ücretin 10 bin TL’den aşağı olamaması lazım. 6 bin 390 TL olan açlık sınırının altında bir asgari ücretin olması bile büyük bir çelişkidir. Bu ülkenin her tarafı çelişkilerle dolu. Bu ülkeyi yönetenler ülke gerçekliğini göz önünde bulundurarak yönetmiyorlar, her şeye yüzde 300 zam gelmişken emekliye yüzde 40 zammı düşünmek bile bir handikaptır. Bu doğru ve gerçekçi değil” dedi. Zammın enflasyon göz önünde alınarak yapılması gerektiğini vurgulayan Göksoy, “Bu da TÜİK’in belirlediği enflasyonu değil, ENAG’ın, DİSK-AR’ın belirlediği enflasyondur. Kaldı ki kendi belirledikleri enflasyon oranında bile zam yapmıyorlar. Geçen ay enflasyon oranı yüzde 73,4 oldu, emekliye düşünülen ücret yüzde 40. Bu ülkenin gelir dağılımındaki adetsizliğine bir daha damga vuruyorlar, biz ne istersek onu yaparız düşüncesi var. Böyle bir mahkumiyet olabilir mi?” diye sordu.
“İnsaf ve vicdan yok”
“Bari insaflı ve vicdanlı olun” diye seslenen Göksoy, “İnsaf ve vicdan yok bunlarda. Bari enflasyonu koru, kendi belirlediğin sahte enflasyonunu uygula, yüzde 73 belirlediğin enflasyon oranının karşısında sen emekliye yüzde 40, asgari cürete düşünülene baktığın zaman yüzde 25 civarı bir zammın ne kadar gerçekçi odluğunu düşünüyorsun? Bunların hepsi siyasi manevralardır, seçim arifesine girilmiş, onu nasıla tolere ederiz, nasıl halkın gözünü boyarız gibi bir gibi bir girişimden ibarettir ama bunun bile bile bir faydası olmayacak” ifadelerini kullandı.
“Ekmeğimiz küçülüyor”
Eğitim Sen Mersin Şube Başkanı Mahmut Sümbül ise, yapılan açıklamalar sadece enflasyon farkı diye belirtilen ve TÜİK’in rakamlarına göre ortaya koyan bir fark olduğuna dikkat çekerek, “Bu zammın içinde gerçek enflasyon yok, TÜİK’in ortaya koyduğu rakamlar ekmeğimizi daha da küçültüyor. Yapılacak zamda bunların tamamının gözetilmesi gerekiyor yoksa asgari ücretli, memur ve emeklilere dair belirtilen zam oranlarının bizim kayıplarımızı karşılaması mümkün değil. Biz insanca yaşamak ve üretmek istiyoruz, bu bakımdan da insanca yaşayacağımız bir ücret talep ediyoruz, bu alın terimizin en doğal karşılığı, emeğimizin en doğal karşılığı olarak istediğimiz bir zam” dedi.
“Yeterli değil”
Eğitim emekçilerinin yaşam koşullarının düzeltilmesi gerektiğine vurgu yapan Sümbül, “Buna uygun hale gelmesi gerekiyor ki, öğretmenler ek iş yapmasın, derse girdiği zaman çocukları yarına yetiştirebilsin. Bu bakımdan da belirtilen oranların bizim için yeterli olmadığını, bu konuda daha önce KESK’in TİS döneminde ortaya koyduğu rakamlar vardı, o zaman için bu rakamlar uçuk görünüyordu ama şu an gelinen noktada bu rakamların çok çok gerisinde kaldığını belirtebiliriz, o yüzden de kayıplarımızın tamamını gören bir noktadan gerçek zam değerlerinin bir an önce maaşlarımıza yansıtılmasını istiyoruz” şeklinde konuştu.
“Emeklilerin beklentilerini karşılamaycak”
Türkiye Emekliler Derneği Mersin Şube Başkanı Cemal Akbudak da, emeklilere yüzde 40’lık zam gelse bile bunun açlık sınırının altında bir rakam olacağını hatırlattı. Emeklinin beklentilerini karşılamayacağını söyleyen Akbudak, “Ekmeğin fiyatının 4 TL olduğu bir zamandan bahsediyoruz. Günde 4 tane ekmek yese bir aile günde 16 TL, aya vurduğumuzda 480 lira eder. Yani bir emekli sadece aylık maaşının yüzde 10’unu ekmeğe veriyor. Geri kalanını hiç söylemiyorum. Bu emeklinin yaşamasını nasıl bekliyorsunuz bir nebze de olsa açlık sınırının üstünde olsa yaşamlarını idame edebilirler. Bu yüzdeli zamlar da emekliler arasındaki uçurumu açmaktan başka bir şeye yaramıyor. Yüzdeli zamlar değil seyyanen zam verilsin” çağrısında bulundu.
