Mersin Çevre Mühendisleri Odası Başkanı Sinan Can, Türkiye’nin en çok atık plastik ‘ithal eden’ ülke olduğunu ve kirlilik sığınağı haline geldiğini söyleyerek, “Dünyanın bu atıklardan kurtarılması için elimizden ne geliyorsa yapmalıyız” dedi.
Mersin Çevre Mühendisleri Odası Başkanı Sinan Can, Mersin’e ulaşan plastik atıklar ve Türkiye’nin plastik atık ithalatındaki kontrolsüz büyümeyle ilgili açıklama yaptı. Hızla artan dünya nüfusu ile birlikte artan tüketim ve buna bağlı olarak oluşan atıkların her geçen gün çevreyi daha fazla kirletir hale geldiğini söyleyen Can, “Sürekli devam eden tüketim faaliyetleri beraberinde daha fazla üretimi, üretilen ürünlerin küresel dolaşımını ve dolayısıyla daha fazla atığı gündeme getirmektedir. Türkiye’nin atık plastik ithalatı yıllar bazında hızlı bir artış gösterdiği görülmektedir. Eurostat ve Trade Map verilerine göre 2020 yılında Türkiye en çok atık plastik ‘ithal eden’ ülke olarak yalnızca Avrupa’dan 2020 yılında 656 bin 960 ton plastik ithal etmiş durumdadır” dedi.
“Çevre tahribatı”
Türkiye’nin plastik atık ithalatındaki kontrolsüz büyümenin birçok problemin nüksetmesine neden olduğuna dikkat çeken Can, “Ağırlıklı olarak Adana’da ortaya çıkan ve dünyanın saygın basın kuruluşlarının da görüntüler yayınlamasının ardından Mersin’de de benzer görüntülerle karşılaşılmıştır. Atık ithalatından kaynaklı sorunlar bütüncül olarak çevre ve halk sağlığı tehdit eder noktaya ulaşmış, çevrenin tahribatına neden olma noktasına ulaşmış durumdadır. Adana’daki görüntülerin ardından Mersin’de de kaydedilen görüntüler öne sürülen iddiaları doğruluyor niteliktedir” ifadelerini kullandı.
“Çöp vadisi olmamak için ne gerekiyorsa yapmalıyız”
Mersin’de de kaydedilen görüntüler neticesinde Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından konu hakkında inceleme ve değerlendirme gerçekleştirdiği bilinmekte olduğunu, elde edilen nitel ve nicel verileri çevresel bilgiye erişim hakkı çerçevesinde kamuoyu ile paylaşılmasının büyük önem taşıdığımınım vurgulayan Can, “Nihayetinde, ortaya çıkan sorun önemsenmeyecek boyutta olmayıp giderek büyüyen kronik sorun olma yolunda ilerlemektedir. İzleme ve denetimler yapılıyorsa şeffaflık ilkesine göre denetim sonuçları nerede paylaşıldığı ve basın yayın organlarında da yer alan ve kirlilik kaynağı olduğu tespit edilen atıklar hakkında ne tür bir bertaraf işlemi yapıldığının bilinmesi önemlidir” diye konuştu. Atık ticareti ile ilgili olarak Türkiye’nin “kirlilik sığınağı” haline gelme ihtimalinin hissedilmesinin gerek ekonomik gerekse çevresel yönden son derece kaygı verici olduğuna dikkat çeken Can, “Dünyanın atıklardan kurtarılması gibi bütüncül bir hedef için elimizden ne geliyorsa yapmalıyız. Atık üretmeme ve kentlerimizin çöp vadisi olmama üzerine geliştirilmesi gereken bir sisteme ihtiyaç duyulmakta ve bu sistemi de mesleki ve teknik açıdan yetkin Çevre Mühendislerinin kurgulamasına olanak tanınmasına izin verilmelidir” diyerek sözlerini tamamladı.