MERSİN – Nükleer Santrallerine ilişkin açıklama yapan NKP, nükleer santralin yapımına son verilmesi için çağırtıda bulundu.
Mersin Nükleer Karşıtı Platformu, 28 Martta Samsun İdare Mahkemesi’nde görülecek Sinop Nükleer Güç Santrali ÇED Dosyası İptal Davası öncesi Özgür Çocuk Parkı’nda açıklama yaptı. “Nükleer santralden vazgeçin” ve “Nükleer santralini istemiyoruz” pankartın açıldığı açıklamada “Nükleer santral ölüm demektir”, “Nükleer santral her an nükleer bombaya dönüşebilir” dövizleri taşındı. “Nükleere inat yaşasın hayat” ve “Nükleere hayır” sloganlarının atıldığı açıklamaya Mersin Emek ve Demokrasi Platformu bileşenleri, Çukurova Tutuklu ve Hükümlü Aileler ile Yardımlaşma Derneği (Çukurova TUAY DER), Barış Annelerin yanı sıra NKP üyeleri katıldı.
Açıklamada konuşan NKP dönem sözcüsü ve Elektrik Mühendisleri Odası (EMO) Mersin Şubesi Başkanı Uğur Tulay, “Yaşadığımız hayati tehdidin aslında ülkemizi her taraftan kuşatmaya başladığını görmemiz gerekiyor. Ülkemizin Güneyinde Akkuyu’da inşası devam eden Nükleer Santral tehdidi sürerken, Kuzeyimizde Sinop’ta yapılması planlanan Nükleer Güç Santralı ÇED nihai kararının iptali üzerine Samsun 2. ve 3. bölge idare mahkemelerinde açılan davada mahkeme tarafından 15 bilim insanından oluşanBilirkişi Kurulu ataması yapılmış, bilirkişiler tarafından yapılan değerlendirme sonucunda da 250 sayfadan oluşan bir rapor hazırlanmıştır. Raporun sonuç ve kanaat bölümünde bilirkişiler 24 ana başlıktan 18’inde, 102 alt başlıktan 90’ında olumsuz görüş bildirmiştir” diye konuştu.
“ÇED DEĞİL OLSA OLSA NİHAİ ÇÖPTÜR”
Bilim insanlarından oluşan heyetin “Kabul edilemez eksiklerle dolu olduğunu” belirttiği ÇED Raporunun Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından kabul edilmesinin akılla ve bilimle izahı mümkün olmadığını ifade eden Tulay, “Bir tarafta bilim insanlarının verdiği bilimsel rapor, diğer yanda siyasi iradenin siyasi Saiklerle verdiği karar mevcut olup, bilimin siyasete galip gelmesini ummaktayız. Bilirkişilerce hazırlanan raporda, nükleer atıklara ilişkin bir çözümün sunulmadığı, santralda yer seçiminin hatalı olduğu ve herhangi bir kaza durumunda tahliye işlemlerinin yapılmasının güçlüğü ortaya konmuştur. Bilirkişi raporu ile Nükleer karşıtlarının yıllardır itiraz ettiği konularda ve verilen mücadelede ne kadar haklı oldukları bir kez daha ispatlanmıştır.6 Şubat 2018 tarihinde polis bariyerleriyle halkın önü kesilerek ÇED Halkın Katılım toplantısına Sinop Halkının alınmadığı ve söz konusu toplantının mizansen olarak kurgulandığı dün gibi hafızlarda tazeyken, üstelik Sinop nükleer güç santrali yapımını üstlenen Japon Mitsubishi Heavy İndustries şirketi anlaşmadan çekilmişken Bakanlık tarafından onaylanan rapor Nihai ÇED değil olsa olsa Nihai çöptür. Sinop İnceburun’da izinsiz bir şekilde katledilen 480 bin ağaç için duyduğumuz üzüntü ise bugün hâlâ sarılamamış ve telafisi mümkün olmayan ağır bir yaradır” dedi.
“BİR TEHDİT OLURSA NE YAPACAKSINIZ?”
Tulay, “Saldırgan politikaları, işgalci tutumu ve nükleer silahları kullanmayla tehdit eden, işgalci yaklaşımı, Türkiye Cumhuriyeti dahil bütün Avrupa ülkeleri tarafından kabul edilen bir ülkeye, üstelik Avrupa ülkelerinin tamamının ağır yaptırımlar uyguladığı Rusya’ya, vatan toprağının hediye edilmesinin yanlış olduğu, hatta sadece yanlış olduğunu vurgulamanın bile yeterli olmadığı gerçeğini, artık ülkeyi yönetenlerin anlaması gerekmektedir” ifade etti. “Nükleer Santrallerin ülke bağımsızlığı için ne kadar büyük bir tehdit olduğu Rusya-Ukrayna savaşında bir kere daha gözler önüne serilmiştir. Rus Devlet Başkanı Putin’in dediği gibi peki ülkemiz için ya varoluşsal bir tehdit olursa ne yapacaksınız?” diyen Tulay, santralin hemen durdurulması için çağrıda bulundu.
Açıklama sloganlarla sona erdi.