MERSİN – KESK Mersin, ihraçlara gerekçe yapılan 375 sayılı KHK’ye eklenen geçici 35’inci maddenin lağvedilmesini istedi.
Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) Mersin Şubeler Platformu, ihraçlarla ilgili Özgür Çocuk Parkı’nda açıklama yaptı. “Haksız ve hukuksuz işten atılan KESK üyeleri işlerine iade edilsin” ve “Reddinizi reddediyoruz! KHK’lar gidecek biz kalacağız” pankartının açıldığı açıklamaya, Mersin Emek ve Demokrasi Platformu bileşenleri Çukurova Tutuklu ve Hükümlü Aileler ile Yardımlaşma Derneği (Çukurova TUAY DER), Barış Anneleri katıldı. “KHK’ler gidecek biz kazanacağız” ve “İşimize geri döneceğiz” sloganlarının atıldığı açıklamada konuşan KESK Mersin Şubeler Platformu Dönem Sözcüsü ve Büro Emekçileri Sendikası (BES) Şube Başkanı Murat Doğan, KHK ile yaşanan hukuksuzluğa dikkat çekti.
Doğan, “AKP hükümeti 15 Temmuz darbe girişimi sonrası ilan edilen OHAL’i fırsata çevirerek on binlerce kamu emekçisinin çalışma hakkını herhangi bir yargısal süreç işletmeden, savunma almadan ve somut belge bilgiye dayanmadan ve evrensel güvenceleri ihlal ederek ellerinden aldı ve ihraç etti. İktidarın ihraçlara ilişkin tüm itiraz yollarını kapatması içeride ve dışarıda itirazların yükselmesine neden olunca ve AİHM’e on binlerce başvuru yapılınca hızla bir oyalama mekanizmasına ihtiyaç duydu ve 685 sayılı OHAL KHK’si ile iki yıllık süre içinde kamudan ihraç edilmiş yüz binlerce kamu emekçisinin ihraç başvurularını değerlendirmek ve karar altına almak için OHAL İşlemlerini İnceleme Komisyonunu kurdu. İki yıllığına oluşturulan OHAL İşlemlerini İnceleme Komisyonu, ne yazık ki OHAL İşlemlerini Oyalama Komisyonuna dönüşmüştür” dedi.
“Geciken adalet adalet değildir”
OHAL KHK’leriyle ihraç edilen 4.239 KESK’li işlemin iptali için komisyona başvurduğunu 5 yıldan daha fazla bir süre geçmesine rağmen hala 1.406 dosyayı karara bağlandığını, karara bağlanan başvurulardan 1.637’si ret ve 1.196’sı kabul edildiğini aktaran Doğan, “Ne acıdır ki, aralarında şube yöneticilerimizin de bulunduğu en az 17 arkadaşımız hayatlarını kaybettikten sonra ‘gidemeyecekleri’ görevlerine komisyon kararıyla iade edilmişlerdir. Bir kez daha haykırıyoruz ki, geciken adalet adalet değildir. 100’den fazla insanımız ise ihraç sonrası yaşadıkları ağır sorunlar nedeniyle içine girdikleri çıkmazdan kurtulamayarak intihar etmişlerdir. RET edilen başvurulardan 344’ü Barış Akademisyenlerine ait olup 50 dosya ise karara bağlanmayı beklenmektedir. Bu 50 dosya hakkında da ret kararı verecekleri anlaşılıyor. Anayasa Mahkemesi’nin kararına rağmen Barış Akademisyenlerine ilişkin OHAL Komisyonu’nun iktidarın talimatı ile aldığı anlaşılan RET kararları açıkça suçtur. Anayasa Mahkemesi’nin kararını tanınmayan Komisyon iktidarın suçuna ortak olmuştur. Bir kez daha belirtmek isteriz ki, Barış Akademisyenleri yüz akımızdır ve emekçilerin de temel talebi olan barışı sahiplenmeye, düşünce özgürlüğünü savunmaya devam edeceğiz. Komisyonun ret’lerini reddediyoruz! onlar gidecek, biz geri döneceğiz” sözlerini kullandı.
“Tüm kamu görevlileri görevlerine iade edilmedir”
Doğan, “İşçi sınıfının, emekçilerin yüzyıllardır bin bir türlü bedel ödeyerek elde ettiği hak ve özgürlüklerin hangi gerekçe ile olursa olsun ortadan kaldırılmasına yönelik girişimlere karşı fiili ve meşru mücadele hakkımızı sonuna kadar kullanacağız. Bizde bu meydandan bir kez daha haykırıyoruz; Haksız ve hukuksuz ihraçlar Zulümdür, Cinayettir. KHK hukuksuzluğunu yaratanlara ve ortak olanlara diyoruz ki 5 yıl değil, 45 yıl sürse de bu hukuksuzluğunuz! Mücadelemizden vazgeçmeyeceğiz. Bu vesileyle bir kez daha çağrıda bulunmak istiyoruz; Hukuka ve uluslararası sözleşmelere aykırı, etkin olmayan, denetlenemeyen, kendisini anayasa ve yasalar üstü gören, hükümetin bir organı gibi çalışan ve idari bir mekanizma olan OHAL Komisyonu derhal lağvedilmelidir. Ret kararları iptal edilmeli, haklarında memuriyeti engelleyen herhangi bir kesinleşmiş yargı kararı bulunmayan, hukuken suç olmayan gerekçelerle ihraç edilen tüm kamu görevlileri bütün haklarıyla birlikte görevlerine iade edilmedir” diye konuştu.
“Bu zulüm bitinceye kadar mücadele…”
375 sayılı KHK’ye eklenen geçici 35. Madde eliyle yapılan ihraç uygulamasına son vermeye çağıran Doğan, “ İş güvencesi iktidarın sopası haline getirilmemeli, sendikal örgütlenme önündeki engeller kaldırılmalıdır. Hukuksuz ihraçlardan dolayı mağdur olan tüm kamu emekçilerinin maddi ve manevi hak kayıpları karşılanmalıdır. İktidar başta örgütlenme, düşünce ve ifade özgürlüğü hakkı olmak üzere temel hak ve özgürlüklere yönelik baskı politikalarına son vermeli, ceza ve soruşturmaları durdurmalıdır. Son arkadaşımız görevine iade edilinceye ve bu zulüm bitinceye kadar mücadelemizi devam ettireceğimizi buradan bir kez daha haykırıyoruz.” dedi.
Açıklama alkışlar eşliğinde atılan sloganlarla son erdi.