Mersin Kadın Platformu çağrısıyla dün Kushimoto Sokağında bir araya gelen kadınlar ve LGBTİ+’lar “İstanbul Sözleşmesi bizim için bitmedi. Bu karar bizim nezdimizde yok hükmündedir. Çünkü biz bitti demeden bitmez” diyerek polis barikatını aştılar.
Haber- Fatoş Sarıkaya
Cumhurbaşkanı kararı ile İstanbul Sözleşmesi’nden çıkılmasının üzerine, ülke genelinde kadınlar karara itiraz etmek için sokaklara döküldü. Mersin’de de Kadın Platformu’nun çağrısıyla bir araya gelen kadınlar ve LGBTİ+’lar “Hukuksuz kararınızı tanımıyoruz. Asla itaat etmiyoruz!” dediler.
Barikatı aşmak isteyen kadınlara polis şiddeti
Kushimoto Sokağından Özgecan Aslan Meydanına yürümek isteyen kadınlara, polis barikat kurarak engel olmaya çalıştı. Barikatı aşmak isteyen kadınlarla polis arasında arbede yaşandı. Arbede sırasında darp edilen kadınlar pes etmeyerek barikatı aştı ve “İstanbul Sözleşmesi bizim, vazgeçmiyoruz” diyerek yürümeye devam ettiler. Yürüyüş esnasında polis zaman zaman kadınları iterek şiddet uygulamaya devam etti.
“Bu karar yok hükmündedir”
Barikatları aşıp, Özgecan Aslan Meydanına ulaşan kadınlar burada basın açıklaması metnini okudu. Platform adına konuşan Zeliha Korkmaz, “Önceleri sinsice, sonrasında alenen süregelen cinsiyetçi, homofobik ve transfobik politikaların sonucu olarak 19 Mart’ı 20 Mart’a bağlayan gece yarısı Cumhurbaşkanı’nın keyfi ve hukuksuz Kararı’yla Türkiye’nin, 2011 yılında ilk imzacısı olduğu, 2014 yılında mecliste oybirliğiyle kabul ettiği İstanbul Sözleşmesi’nden “çekildiği” ilan edildi. Geçtiğimiz gün, Danıştay’ın da “Cumhurbaşkanı’nın kararları Anayasa’ya aykırı olsa bile biz karışamayız” diyerek yürütmeyi durdurmayı reddetmesiyle bugün itibariyle bu karar kesinleşti. Ancak bu hukuksuz kararınız bizim nezdimizde yok hükmündedir! Buradan bir kez daha ilan ediyoruz: Bizim için bitmedi.” dedi.
Kadınlar her şeye rağmen sokaklarda
20 Mart’tan beri katilleri değil kadınları, LGBTİ+ları engellemek için yapılan her şeye rağmen sokaklarda olduklarını söyleyen platform üyesi Elmas Kara, “Bizleri ekonomik şiddetle terbiye etme çabalarınıza, 150bin TLyi aşan para cezalarınıza rağmen meydanlardan da, birbirimizden de, İstanbul Sözleşmesinden de vazgeçmiyoruz. Çünkü bu mücadele bizim hayat mücadelemizdir.” diye konuştu.
Devletin her bir yurttaşı eşit kabul etmek ve yaşam haklarını korumakla yükümlü olduğunu da hatırlatan Kara konuşmasını şöyle sürdürdü: İstanbul sözleşmesinden çıkmak demek devletin kadınlar, çocuklar ve LGBTİ+ları eşit yurttaş olarak kabul etmemesi, itaate, ikincil olmaya zorlaması demektir.
Bunu asla kabul etmiyoruz. İşte bu yüzden bizi cinsel yönelim, cinsiyet kimliği, konuştuğumuz dil, yaşadığımız hayat üzerinden ayrıştırma çabalarının karşısında, birimizin şiddet gördüğü koşulda hiçbirimizin güvende olmadığının bilinciyle, hep birlikte yan yanayız.
Tıpkı bugünden önce olduğu gibi 1 Temmuz’dan sonra da buradayız, eşit ve şiddetsiz yaşamak için hayatın her alanında mücadeledeyiz. Sözleşmeyi iptal edenler “aile yapısı bozuluyor, toplum değerleri parçalanıyor” gerekçeleriyle şiddeti bir “değer”miş gibi pazarlamaya, topluma içkin kılmaya, normalleştirmeye çalışıyorlar.
Ancak bizler cinsiyetçi, homofobik, transfobik politikalarınızı görüyor ve tanıyoruz. Eşit yurttaş olarak görmediğiniz ve toplumun en az %50 sini oluşturan biz kadınlar ve LGBTİ+ların sizlerle ve cinsiyetçi politikalarınızla hesabımız burada bitmedi. Biz bitti demeden de bitmez. Bu gücü haklı eşitlik talebimizden ve birbirimizden alıyoruz.
Nasıl bu sözleşmeyi mücadelemizle var ettiysek, bugünden sonra da daha eşit, daha özgür günleri birlikte var edeceğiz. Yaşasın kadın dayanışması!
