MERSİN MERCEK- Kızıldere’de katledilen THKP-C lideri Mahir Çayan ve arkadaşları anıldı.
Mersin Emek ve Demokrasi Platformu , 50 yıl önce Kızıldere’de katledilen THKP-C lideri Mahir Çayan ve arkadaşlarını anmak için Özgür Çocuk Parkı’nda bir araya geldi. Kızıldere’de yaşamını yitirenlerin fotoğraflarının yer aldığı “1972 Kızıldere’den 2022’ye bu tarih bizim”” pankartın açıldığı açıklamaya platform bileşenleri katıldı. “Faşizme ölüm, tek yol devrim” “Kızıldere son değil, mücadele sürüyor” ve “Mahir, Hüseyin, Ulaş kurtuluşa kadar savaş” sloganlarının atıldığı açıklamada mumlar yakılarak yere karanfil bırakıldı.
Saygı duruşunu ardından konuşan Mersin 68’liler Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Hasan Kapıkıran, “30 Mart 1972’de, on devrimci, Mahir Çayan, Sinan Kazım Özüdoğru, Hüdai Arıkan, Saffet Alp, Sabahattin Kurt, Ertan Saruhan, Cihan Alptekin, Ömer Ayna, Nihat Yılmaz ve Ahmet Atasoy, Niksar’ın Kızıldere köyünde kuşatıldıkları kerpiç bir evde katledilmelerinin üzerinden 50 yıl geçti. Deniz Gezmiş, Hüseyin İnan, Yusuf Aslan ve arkadaşlarını idamdan kurtarmak için dayanışmanın en iyi örneklerinden biri oldu onlar. Kızıldere başlı başına bir yoldaşlık destanı olarak tarihteki yerini aldı” dedi.
Kapıkıran, “Türkiye’nin adaletsiz, zorba, soyguncu düzeninin sembolleri oldular. Sonuç olarak ise 12 Mart faşizmi ile birlikte, tekelci sermaye devlet iktidarını tamamen ele aldı ve bütün üst kurumlarda Amerikancı yapının önündeki engeller temizlendi. Ve daha sonra 12 Eylül faşizmi ile birlikte uluslararası piyasaya ve ekonomi politikalarına yani neoliberal dünya düzeni ile uyum içinde olan bir ülke yaratıldı. Bugün ise doğanın, kentlerin sermaye için talan edilerek yaratılan ekolojik tahribatın, emeğin kazanılmış haklarına dahi göz dikilmesinin, kürt halkına yönelik tahakküm ve baskı politikalarının, toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin devlet eliyle örgütlendirilerek ötekileştirme ve ayrımcılık politikalarının hız kazanmasının ve farklı inançları yok saymanın temelleri 50 yıl öncesine dayanmaktadır. AKP iktidarı ise bu temelleri bir yapısallığa kazandırarak toplumsal yaşama dair ne varsa her şeyi piyasalaştırmış, en temel kamu hizmetlerini dahi sermayenin ellerine bırakmıştır” diye konuştu.
“ONLARI UNUTMADIK”
Kapıkıran son olarak şöyle konuştu: “Egemen siyaset ve sistem açısından durum böyleyken, bizler açısından da dayanışmanın, mücadelenin ve direnişin temel mihenk taşlarından biri ise Kızıldere’de ölümü göze alarak mücadele eden devrimcilerin duruşu olmuştur. Bu duruş kendisini hakları için direnen işçilerin işyeri işgallerinde ya da şirketlerin önünde çadır kurmasında, eşitsizliğe karşı sokakları özgürleştiren kadınlarda, doğasını yok edenlerin önüne dikilenlerde, insanca yaşam talebini yaşamın her alanında dile getirenlerde yeniden göstermektedir. Mahir Çayan ve arkadaşlarını anmak sadece onları unutmamak değil, içerisinde olduğumuz siyasal koşullarda mücadele olanaklarını zorlamaktır. Savaş, eşitsizlik, yoksulluk ve faşizm kıskacı içerisine hapsedilmeye çalışılanların, bu sermaye, mafya ve yıkım düzenini değiştirecek bir toplumsal yeniden inşayı sağlayacak örgütlenmeler kurmaktır. Bizler Mersin Emek ve Demokrasi Platformu olarak Kızıldere Katliamında hayatını kaybeden on devrimci arkadaşı saygı, sevgi ve özlem ile anıyoruz. ON’ları unutmadık ve her zaman bugünün toplumsal mücadeleleri içerisinde yaşatacağız. Ve diyoruz ki tıpkı Mahir Çayan’ın söylediği gibi ‘OnIarın bugün büyük görünen güçIeri ve imkanIarı bizIere vız geIir. OnIar bir avuç, biz ise miIyonIarız. Kaybedeceğimiz hiçbir şey yoktur ama kazanacağımız koca bir dünya vardır.”