Eğitim Sen Mersin Şube Başkanı Mahmut Sümbül, sendikanın Ankara’da yapmak istediği açıklamanın polis tarafından engellenmeye çalışmasına tepki göstererek, “Bu uygulamanın ‘ben yaptım, oldu’ diyen bir yönetim aklının parçası olduğunu çok iyi biliyoruz” dedi.
Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim-Sen), öğretmenleri ‘uzman’, ‘başöğretmen’ şeklinde kategorize eden Öğretmenlik Meslek Kanunu’na ilişkin yönetmeliğin geri çekilmesi için bugün Millî Eğitim Bakanlığı önünde bir araya gelme kararı almış, ancak açıklama öncesinde polis sendikanın genel merkezi önünü ablukaya alarak, eğitimcilerin sendikadan çıkışı engellemişti.
Eğitim Sen Mersin Şubesi, konuyla ilgili açıklama yaparak sendikanın engellememesine tepki gösterdi. Şube Başkanı Mahmut Sümbül, bu uygulamanın “ben yaptım, oldu” diyen bir yönetim aklının parçası olduğunu çok iyi bildiklerini söyledi. Aynı yönetim aklının Öğretmenlik Meslek Kanunu’nda da karşılarına çıktığını söyleyen Sümbül, “Kanun, muhatabı olan öğretmenlerin iradesi dışında, onların hakları ve taleplerini dikkate almadan hazırlanmış, iktidar tarafından yasalaştırılmıştır. Anayasa Mahkemesi süreci devam ederken yönetmelik yayınlanmış ve öğretmenlik kariyer basamakları sürecinin uygulamasına başlanmıştır. Dolayısıyla Anayasa Mahkemesi’nin bir an önce bu haksız süreci durdurmaya yönelik olarak karar sürecini hızlandırmasını talep ediyoruz” dedi.
“İHTİYAÇLARI KARŞILAMIYOR”
Öğretmenlik Meslek Kanunu’nun, farklı branşlarda da olsalar aynı okulda ve aynı sınıfta öğrencilerine emek veren öğretmenleri, farklı kariyerlere ayrıştırarak ve bu yapay ayrıştırmaya göre farklı maaş uygulamasını meşrulaştırmaya çalışarak öğretmenler arasında eşitsizliğe yol açan bir düzenleme olduğuna dikkat çeken Sümbül, “Ekonomik krizin derinleştiği ve eğitim emekçilerinin enflasyon karşısında ezildiği bu dönemde emekçilerin ekonomik ve özlük hak kazanımlarının kariyer basamaklarına ve sınavlara endekslenmesi asla kabul edilemez. Kapsamlı ve bütüncül bir Öğretmenlik Meslek Kanunu, tüm eğitim emekçilerinin ekonomik taleplerini ve başta iş güvencesi olmak üzere öğretmenlerin temel haklarını, sosyal, demokratik ve özlük haklarını güvenceye almak zorundadır. Mevcut meslek kanununun öğretmenlerin ihtiyaçlarını karşılamadığı açıkça ortadadır” ifadelerini kullandı.
“GERÇEK BİR MESLEK KANUNU İSTİYORUZ”
Tüm eğitim ve bilim emekçileri için, hiçbir ayrım yapılmadan yoksulluk sınırının üzerinde insanca yaşanabilir bir ücret düzenlemesi ve özlük haklarının iyileştirilmesi çalışmasının ivedi biçimde yapılmasını istediklerinin altını çizen Sümbül, “Eğitim emekçilerinin bu kanun ve yönetmelik kapsamında gerçekleştirilecek sınava da, kariyer basamaklarına da karşıyız. Bu kanunun bir an önce iptal edilmesini, öğretmen emeğini değersizleştiren bu sürecin bir an önce durdurulmasını talep ediyoruz. Ekonomik, sosyal, mesleki, özlük haklarımızla ilgili taleplerimiz, eleştirilerimiz ve önerilerimiz doğrultusunda demokratik ve katılımcı bir anlayışla hazırlanacak gerçek bir meslek kanunu istiyoruz” şeklinde konuştu.