MERSİN – TUAY-DER Çukurova Sekreteri Ergin Altuntaş, İmralı tecridine dikkat çekerek, cezaevlerindeki ihlallerin 14 Temmuz ve 12 Eylül’ü aratmayacak düzeye geldiğini söyledi.
MA / Mehmet Şah Oruç
Cezaevlerinde, tutuklulara dayatılan ağız içi araması, hastaneye götürülmeme, darp, taciz, tecavüz gibi hak ihlalleri artarak sürüyor. Çukurova Tutuklu Aileleriyle Dayanışma ve Yardımlaşma Derneği (TUAY-DER) Sekreteri Ergin Altuntaş, tecrit politikaları ve bölge cezaevlerinde yaşanan hak ihlallerine ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
‘RESMEN VAHŞET YAŞANDI’
İmralı’daki tecrit politikalarının tüm cezaevlerinde uygulandığını dile getiren Altuntaş, “Bu uygulamalar, son yıllarda yaşanan hak ihlalleri, 14 Temmuz (1982) ve 12 Eylül’ü (1980) aratmayacak düzeye geldi” dedi. Kırıkkale F Tipi Cezaevi’nden yaklaşık bir ay önce 100’e yakın tutuklunun farklı cezaevlerine sevk edildiğini anımsatan Altuntaş, sevk sırasında gardiyanların tutukluları öldüresiye darp ettiğini belirterek, “Kırıkkale Cezaevi’nde gardiyanlar tarafından resmen vahşet uygulandı. Askerlerin müdahalesi sonucu ölümler yaşanmadı” şeklinde konuştu. Tutukluların sevk edildiği cezaevlerinde tekli hücrede tutulduğunu aktaran Altuntaş, burada tutukluların elbiselerine el konulduğunu ve ailelerine haber verilmediğini söyledi. Tutukluların sevk edildiği Buca, Şakran ve Tekirdağ’daki cezaevlerine sevk edilenlerin durumuna dikkati çeken Altuntaş, “Bu cezaevlerinde akıl almaz vahşetler uygulandı” diye konuştu. Altuntaş, tutukluların darp edilmelerine ilişkin almak istedikleri rapora da izin verilmediğini aktardı.
‘CAN GÜVENLİKLERİ TEHDİT ALTINDA’
Tarsus T Tip Cezaevi’nde eş zamanlı olarak koğuşlara baskın düzenlendiğini söyleyen Altuntaş, “Pandemi döneminde hiç yapılmayan koğuş baskınları, son 3 haftadır eş zamanlı olarak baskın düzenleniyor. Baskınlarda bireysel eşyalara dahi el konulmuş. Herkesin koğuşu değiştirilmiş. Bünyan Cezaevinde olduğu gibi burada da koğuşların arasına adli tutuklular koymaya çalışıyorlar. Bundan kaynaklı tutukluların can güvenliği tehlikedir” şeklinde konuştu.
AKIBETİ BİLİNMİYOR
Bünyan Cezaevi’nden tahliye edilen Rojavalı bir tutuklunun durumuna dikkati çeken Altuntaş, tahliye edilen tutuklunun ilk önce Kayseri İl Göç İdaresi’ne götürüldüğünü, ardından da Suriye’nin herhangi bir sınır kapısından sınır dışı edildiğini, ancak akıbetinin ne olduğunu dair herhangi bir bilginin olmadığını ifade etti. Efrin’den 11 kişilik bir ailenin tutuklanarak Türkiye’ye getirildiğini kaydeden Altuntaş, getirilen bu kişilerin de Hatay’daki farklı cezaevlerinde tutulduğunu söyledi.
‘İLAÇLARI DAHİ VERİLMİYOR’
Çukurova ve Türkiye cezaevlerinde ağır hasta tutukluların bulunduğunu anımsatan Altuntaş, “Cezaevleri koşullarından kaynaklı hasta tutsaklar var; ancak bunlar, ciddi ağır hasta tutsaktır. Bu hasta tutsaklarının çoğunun ilaçları dahi verilmiyor” diyerek yetkilileri sorumluluğunu yerine getirmeye davet etti.
