Toplumsal Özgürlük Partisi (TÖP) Mersin İl Örgütü, 12 Haziran Çocuk İşçiliği ile Mücadele Günü’ne ilişkin “Çocuk emeğinin sömürüsüne izin vermeyeceğiz” başlıklı panel düzenledi. Haçova Kültür Derneği’nde yapılan panelde “Çocuk emeğinin sömürülmesine izin vermeyeceğiz” pankartı asıldı. Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi (Yeşil Sol Parti) Mersin Milletvekili Perihan Koca, İnsan Hakları Derneği (İHD) Mersin Şube Eşbaşkanı Hakkı Demir ve çok sayıda kişi katıldı.
‘SİSTEM KÖKTEN DEĞİŞMELİ’
Panelde konuşmacı olarak ilk söz alan TÖP Çocuk Hakları Meclisi Üyesi Newroz Yılmaz Kahraman, sistemin çarpık çocuk algısı yarattığını söyledi. Çocukların toplumda söz sahibi olmayan kendi yaşamlarına hakkında koşullara müdahale edemediklerini belirten Yılmaz, “Çocuklar da sınıflı toplumun ürettiği eşitsizliği aileleriyle birlikte paylaşmak zorunda kalıyor. Tüm bu gerçeklik karşısında sosyal yardımlarla çocuk işçiliğinin önüne geçilemez. Kapitalizm var olduğu sürece çocukları emekleri sömürülecektir. Çocukların emek sömürüsü karşısında tüm yasal ve hukuki süreçler işletilmeli. Cezasızlık sistemiyle birlikte sistem köklü bir şekilde değişmeli” ifadelerini kullandı.
‘ÇOCUĞUN FİKRİ SORULMALI’
Türkiye’deki yasalarda çocuk işçiliğine dair yasal mevzuatların olmadığını belirten Psikolog Mesut Aslan da, “Çocuğun yararını gözeten haklar olmalı. Hukukta yer almasına rağmen ne yazık ki çocuklar özne olarak değil nesne olarak görülmekte. Reklamcılık sektörü çok derin bir sömürü alanı. Çocukların sömürüldüğü alanların başında geliyor. Çocukların katılım hakkını esas alan politikalar yaşam bulmalı. En çok ihmal ettiğimiz alandır çocuk alanı. Bu alanda çalışma yürüten insanları esas almak ve evde bir karar alırken dahi çocuğun fikri sorulmalı. Ortak bir yaşamdan bahsediyorsak onun fikirleri de alınmalı” diye belirtti.
‘ÇOCUK İŞÇİLİĞİNDE ZİRVEDEYİZ’
Ardından konuşan Yeşil Sol Parti Mersin Milletvekili Perihan Koca, “Çocuk işçiliğini sınıfsal olarak ele almalı ve makro düzeyde kapitalizmle mücadele edilmeli. Çocuk işçiliği fiziksel cinsel ekonomik istismarı getirir. Türkiye’de bu durum çok vahim durumda. Birçok uygulamada olduğu gibi yasalar da etkin olmuyor, delik deşik bir anayasa. Dünya ölçeğinde çocuk işçiliğinde hep zirveyiz. Çocuk işçi ölümlerinde elimizde sağlıklı veriler yok. İstanbul sözleşmesi sadece kadınları değil çocukları da koruyan bir yasaydı. Nadir sözleşmeden bir tanesiydi. Dünya ölçeğinde 200 milyon çocuk işçi bundan 100 milyon tehlikeli işlerde çalıştıkları biliniyor. Pandemi döneminden sonra bu arttı. Kürt çocuklarının çok daha derim bir yoksulluk ve emek sömürüsü olduğunu biliyoruz ve Kürtlerden sonra mülteci çocukların çalıştığını biliyoruz. Çukurova’da çocuklar İnşaat, tekstil ve tarımda çalışıyor” ifadelerini kullandı.
‘UYUŞTURUCU SATILIYOR’
Mersin’de limandan getirilen uyuşturucuların çocuklara satıldığını aktaran Koca, “Dinlendirilmek ve uyuşturucu satıcılığı en çok çocuklara yapılıyor. Çocuklar özellikle buralara doğru sürükleniyor. Çocuklar kimliksizleştirilerek bu ağların içine alınmış durumda. Eğitim sistemi eliyle de işçilik yapılıyor. Pandemiyle beraber bu artmış oldu. Mesleki eğitim staj yasal tanımlamalarda çocuk işçilik olarak girmiyor. Ne kadar ucuz esnek bir emeğe dayandırılıyor. Burada esas karşımıza almamız gereken sistemin kendisidir. TÖP Çocuk Hakları Meclisi olarak örgütlenip mücadele edeceğiz” mesajını verdi.
Mezopotamya Ajansı
