MERSİN MERCEK – Sağlık emekçileri, Türk Tabipler Birliği’nin (TTB) başlattığı ve sağlık meslek örgütlerinin desteklediği eylemler çerçevesinde, greve gitti. Acil hastalar, diyaliz hastaları, acil ve riskli gebeler, çocuk aciller, kanser hastaları, yoğun bakım hastalarının bakımı aksamadan, yoğun bakım ve yatan hastalara verilenler dışındaki tüm hizmetler büyük çapta durdu. Çalışma koşullarının iyileştirilmesi, ücretlerin düzenlenmesi ve sağlıkta artan şiddetin son bulması talebiyle yurt genelinde iş bırakma eylemi yapan sağlık emekçileri, çalıştıkları hastane önlerinde bir araya geldi. Mersin’de de Tabip Odası, Diş Hekimleri Odası, Ses, Genel Sağlık İş, Birlik Dayanışma Sendikası ve Aile Hekimleri Derneği’nin çağrısıyla merkez ve ilçelerde iş bırakarak greve giden sağlık çalışanları, basın açıklamalarıyla talepleri yerine getirilmediği takdirde yeniden greve gideceklerini duyurdu.
Toros Devlet Hastanesi önünde toplanan sağlık emekçileri, “Bu daha başlangıç, mücadeleye devam” pankartı ve “Ağam bizimle eylenir”, “Mobbinge ve baskıya son”, “Birleşe birleşe kazanacağız” “Yaşasın sendikal mücadelemiz” dövizleri açarak, “Sermayeye değil emekçiye bütçe, “İnsanca yaşamak istiyoruz”, “Herkese sağlık, güvenli gelecek” sloganları attı. Hastanede toplandıktan sonra Özgür Çocuk Parkı’na yürümek isteyen sağlık emekçileri, polisin engeliyle karşılaştı. Toplu yürüyüşe izin vermeyen polisler ve sağlık emekçileri arasında kısa süreli tartışma yaşandı. Tartışma sonrası parka tek başına yürüyen sağlık emekçileri, burada yeniden toplanarak basın açıklaması gerçekleştirdi.
Basın açıklamasını okuyan Mersin Tabip Odası Başkanı Mehmet Antmen, Biz sağlık emek ve meslek örgütleri olarak yıllardır sorunlarımızı anlatmaya ve çözüm yolu bulmaya çalışıyoruz, ancak bugüne değin taleplerimiz dikkate alınmadı. Sağlık Bakanı’ndan 463 gün önce istediğimiz randevuya ne yazık ki hâlâ yanıt verilmiş değil. Bu nedenle sesimizin duyulması için bugün alanlardayız ve sesimiz yine duyulmazsa daha uzun süreli g(ö)rev’lere hazırız” dedi.
“Sağlık emekçilerinin emeği ucuzlaştırıldı”
Sağlığı alınıp satılan bir meta, hastaneleri işletme, hastaları müşteri, doktorları tüccar ve sağlık çalışanlarını köle olarak gören anlayışın yürürlüğe koyduğu sağlıkta dönüşüm programı ile hekimlerin ve tüm sağlık emekçilerinin emeğinin ucuzlatıldığını, çalışma koşullarının kötüleştiğini, halkın sağlık hakkının elinden alındığını ve gelinen aşamada sağlık sisteminin işlemez hale geldiğini söyleyen Antmen, “Sağlık alanında şiddet her geçen gün artmaktadır. Güvenli işyerleri ve etkili bir şiddet yasası ise Sağlık Bakanlığının gündeminde dahi değildir. Hekimler ve sağlık çalışanları yetersiz istihdamın ve kışkırtılmış sağlık talebinin karşısında tükenmekte, angarya ile çalışmaya zorlanmaktadır. Bu yoğun emeğin karşılığında ise insanca yaşanabilecek temel ücret yerine oyalama tasarılar, ek ödeme yalanları ile geçiştirilmektedirler. Performans ve puan hesapları ile sağlık çalışanları birbirine düşman edilmekte, ekip ruhu ortadan kalkmaktadır” ifadelerini kullandı.
“Sorunlar sağlık siteminden kaynaklı”
Sağlık emekçilerinin sorunlarının sağlık sisteminden kaynaklı olduğunun ortada olduğunu savunan Antmen sağlık emekçilerinin taleplerini dile getirerek, şöyle devam etti: “İlk olarak hekimlerin ve diş hekimlerin gelirlerinde düzenleme içeren, ama onlar arasında dahi eşitsizlik yaratan seyyanen zamla ilgili tasarının geri çekilmesine, ocak ayında görüşüleceği söylenmesine rağmen unutturulmaya çalışılmasına itiraz ediyoruz. Tasarı kapsayıcılığı arttırılarak, özellikle SSK’lı ve BağKur’lu çalışanları ve emekliler eklenerek derhal Meclis’e getirilmelidir. Çalışmakta olan pratisyen ve asistan hekimlerin temel ücretleri yoksulluk sınırının en az iki katı, uzman hekimlerin ise üç katı olmalıdır. Emekliliğimize de yansıyacak insanca yaşayabileceğimiz temel bir ücreti sağlayacak şekilde ekonomik ve özlük haklarımız için yeni bir düzenleme bir an önce yapılmalıdır. Şiddetsiz bir sağlık ortamında çalışabilmek için Türk Tabipleri Birliği Merkez Konseyi’nin önerdiği diğer sağlık emek-meslek örgütlerinin desteklediği etkili ve caydırıcı yeni bir Sağlıkta Şiddet Yasası çıkarılmalıdır. Covid-19 illiyet bağı aranmaksızın meslek hastalığı kabul edilmelidir. Pandemi süresince çalıştığımız her yıl için tüm sağlık çalışanlarına 120 gün fiili hizmet süresi zammı verilmeli, hekimlerin ek göstergesi 7.200, diğer sağlık çalışanlarının 3.600 olacak şekilde düzenlenmelidir. Taleplerimiz yerine getirilmediği takdirde, tüm meslek örgütleri ve sendikalar olarak haklarımızı alana kadar daha güçlü eylem ve etkinliklere hazır olduğumuzu, hizmet üretiminden gelen gücümüzü kullanmaya kararlı olduğumuzu bir kez daha ilan ediyoruz.”
