KHK’larla ihraç edilen kamu emekçileri için eylem yapan KESK üyeleri hükümetin OHAL’i fırsata çevirip on binlerce kamu emekçisini sorgusuz ve yargısız ihraç ettiğini öne sürerek, ihraç edilenlerin iadesini talep etti.
Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) Mersin Şubeler Platformu, KHK ile işten çıkartılan kamu emekçileri için, 68’liler Ormanı’nda açıklama yaptı. “Haksız ve hukuksuz işten atılan KESK üyeleri işlerine iade edilsin” pankartının açıldığı açıklamada, “KHK’ler gidecek biz kazanacağız”, “Biz kazanacağız, geri döneceğiz” ve “İşimize geri döneceğiz” sloganı atıldı. KESK Mersin Şubeler Platformu Dönem Sözcüsü KESK Mersin Şubeler Platformu Dönem Sözcüsü ve Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri (SES) Mersin Şube Başkanı Zeki Doğan, hükümetin OHAL’i fırsata çevirerek on binlerce kamu emekçisini sorgusuz ve yargısız ihraç ettiğini öne sürdü. Tüm itiraz yollarının kapalı olması itirazlara neden olunca ve AİHM’e on binlerce başvuru yapılınca bir oyalama mekanizmasına ihtiyaç duyuldğunu söyleyen Doğan, “OHAL İşlemlerini İnceleme Komisyonunu görevlendirdi. Komisyon üyeleri çifter maaş alıp zulüme devamına ettiler. KHK’lar ile ihraç edilen 4.239 KESK’li işlemin iptali için komisyona başvurmuştur. Komisyon aradan 5 yıl geçmesine rağmen hala binden fazla dosya hakkında karar dahi vermemiştir. Haklarında herhangi bir soruşturma dahi bulunmayan KESK li arkadaşlarımıza komisyonun verdiği ret kararlarını protesto ediyoruz. Anayasa Mahkemesi 5 yıl sonra ‘üyelik’ ve ‘mensubiyet’ kavramlarına açıklık getirip, komisyonun bu gerekçelerle verdiği ret kararlarını hükümsüz kılmaktadır” dedi.
“50 dosya karara bağlanmayı bekliyor”
Derhal zaman kaybetmeden haklarında mahkeme kararı olmayan ret kararlarının iptal edilmesi ve arkadaşlarının tüm haklarıyla birlikte görevlerine iade edilmesi gerektiğini vurgulayan Doğan, “Ne acıdır ki, aralarında şube yöneticilerimizin de bulunduğu en az 17 kişi hayatlarını kaybettikten sonra ‘gitmeyecekleri’ görevlerine komisyon kararıyla iade edilmişlerdir. Daha bu hafta bir KHK’lı, 4 aylık bebeği olmasına rağmen, bayram günü kendini asarak intihar etti. Bir kez daha haykırıyoruz ki, geciken adalet adalet değildir. 100’den fazla insanımız ise ihraç sonrası yaşadıkları ağır sorunlar nedeniyle içine girdikleri çıkmazdan kurtulamayarak intihar etmişlerdir. RET edilen başvurulardan 344’ü Barış Akademisyenlerine ait olup, 50 dosya ise karara bağlanmayı beklemektedir” diye konuştu.
“Ceza ve soruşturmaları durdurmalıdır”
Anayasa Mahkemesi’nin kararına rağmen Barış Akademisyenlerine ilişkin OHAL Komisyonu’nun iktidarın talimatı ile aldığı anlaşılan ret kararlarının açıkça suç olduğunun altını çizen Doğan, şöyle devam etti: “Anayasa Mahkemesi’nin kararını tanımayan Komisyon, iktidarın suçuna ortak olmuştur. Bu anti demokratik uygulamalara karşı fiili, meşru ve demokratik direnişimizi ve hukuki mücadelemizi her ne pahasına olursa olsun, tüm zorlukları göğüsleyerek sürdüreceğiz. Özel yetkilendirilmiş idare mahkemelerinde devam eden dosyalar ve bu mahkemelerin ret etmesi üzerine istinafa veya Danıştay’a giden dosyalar geri çekilmelidir. Hukuksuz ihraçlardan dolayı mağdur olan tüm kamu emekçilerinin maddi, manevi hak kayıpları karşılanmalıdır. 375 sayılı KHK’ye eklenen geçici 35. Madde eliyle yapılan ihraç uygulaması derhal sona erdirilmelidir. İş güvencesi iktidarın sopası haline getirilmemeli, sendikal örgütlenme önündeki engeller kaldırılmalıdır. İktidar başta örgütlenme, düşünce ve ifade özgürlüğü hakkı olmak üzere temel hak ve özgürlüklere yönelik baskı politikalarına son vermeli, ceza ve soruşturmaları durdurmalıdır.”