Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) ve Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) Mersin şubeleri, Diyarbakır Barosu Başkanı Tahir Elçi’nin katledilişinin 7’inci yılına ilişkin Mersin Adliyesi önünde basın açıklaması yaptı. Açıklamaya Mersin Emek ve Demokrasi Platformu ile Mersin Barosu Başkanı Gazi Özdemir, İHD Mersin Şube Eşbaşkanı Hakkı Demir, HDP Mersin İl Eşbaşkanları Hoşyar Sarıyıldız ile Bedriye Kuş ve çok sayıda avukat katıldı. “Seni unutmayacağız” yazılı pankartın açıldığı açıklamada konuşan ÖHD Mersin Şubesi Eşbaşkanı İbrahim Kaya, cinayete ilişkin göstermelik yargılama yapıldığını belirterek, “Dört Ayaklı Minare yüzyıllardır bu coğrafyanın kadimliğinde tarihe ve hakikate tanıklığını sürdürmektedir. Bizler bu tanıklıkta, Tahir Elçi’nin mücadele azmi ve inadı ile yürüyeceğiz ve sonuna kadar bu kirli cinayet davasının takipçisi olacağız” diye konuştu.
“Faili meçhul bırakılmak isteniyor”
Kaya’nın konuşması şöyle: “Biz Diyarbakırlılar olarak, Diyarbakır Barosu olarak tarihi değer ve eserlerimize, insanlığın bin yıllık emeğine, birikimine, bu kadim şehre sahip çıkalım. Biz buradan çağrı yapmak istiyoruz. Biz bu tarihi bölgede birçok medeniyete beşiklik etmiş, ev sahipliği yapmış, bu kadim bölgede, insanlığın bu ortak mekanında silah, çatışma, operasyon istemiyoruz. İnsanlığın mirası olarak gördüğü dört ayaklı minarenin tahrip edilmesine karşı basın açıklaması yaptıktan bir kaç dakika sonra ensesinden tek kurşunla vurulan Tahir ELÇİ’nin son sözleriydi bunlar. Tahir Elçi cinayetinin üzerinden tam 7 yıl geçti. Geçen yedi yılda Elçi ailesinin, avukatlarının, hukuk örgütlerinin ve tüm demokratik kamuoyunun tüm azim ve çabasına rağmen Tahir Elçi’nin katilleri hala cezalandırılmadı. 90’lı yılların karanlık ikliminde korkusuzca adaletsizlikle savaşan, birçok toplu katliam davasında adil bir yargılama için mücadele eden, faili meçhul bırakılan birçok cinayetin peşini bırakmayarak cinayetlerin aydınlatılmasını sağlayan Tahir ELÇİ’nin cinayeti de, yıllarca uğraştığı davalar gibi faili meçhul bırakılmak isteniyor.”
“Bunu biliyoruz ve vazgeçemiyoruz”
Ömrünü cezasızlıkla mücadeleye adayan Tahir Elçi’yi Dört Ayaklı Minare’nin önüne getiren, kadim topraklarda bin yıllardır süren yaşamın, içindeki tüm varlıklarıyla birlikte, hoyratça yok edilmesine itirazıydı. Kirli bir cinayet planıyla hem bu itirazı susturmayı hem de hak ve adalet mücadelesi pratiğini kör ve sakat bırakmayı amaçladılar. Ancak bu kirli planda sürekli yapılan hesap hatası tekrarlandı: Tahir Elçi’nin öldürülmesi geride kalanlar için asla bir gözdağı olmadı… Avukatların ve Elçi Ailesinin, hakikati arama azmi ve cesareti asla tükenmedi… Tahir Elçi’nin yol arkadaşları, kardeşleri, öğrencileri sabırla ve yılmadan, önlerine örülen duvarları aşarak, cinayetin olay yerinde bulunan 3 polis memurunun silahlarından biri ile işlenmiş olduğunu ortaya çıkardılar. Yargılamanın başından beri her celse adliyenin kollukça ablukaya alınması, katılan tarafa sanık ve suçlu muamelesi yapılması, avukatların tüm taleplerinin reddedilmesi, duruşmaya katılanların fişlenmesi gibi davranışlar devam etmekte ve bu durum dosyanın ihmal ve delil karartma ile sürüncemede bırakılmasının amaçlandığını göstermektedir. Bu dosyada yargılanan Tahir Elçi’yi katledenler değil; hak mücadelesi ve adalet savunuculuğudur. Yargılamanın ilk celsesinden son celsesine kadar mahkemenin gösterdiği tavrın önümüze koyduğu gerçeklik, Tahir Elçi cinayetinin de cezasızlıkla sonuçlandırılmak üzere göstermelik bir yargılama ile kapatılmak istendiğidir. Bunu biliyoruz ve vazgeçemiyoruz.”
“Davasının takipçisi olacağız”
“Tahir Elçi cinayetinin ne amaçla, kimler tarafından işlendiği vicdanlarda bellidir. Yürütülen yargılamadan çıkacak muhtemel cezasızlık kararı ne inadımızı ne azmimizi ne de inancımızı bir tek adım dahi geriye düşürmeyecektir. Dört Ayaklı Minare yüzyıllardır bu coğrafyanın kadimliğinde tarihe ve hakikate tanıklığını sürdürmektedir. Bizler bu tanıklıkta, Tahir Elçi’nin mücadele azmi ve inadı ile yürüyeceğiz ve sonuna kadar bu kirli cinayet davasının takipçisi olacağız.”