Türkiye’de doktor göçü her geçen gün artarken, tıp fakültelerine olan talep de düştü. Hal böyle giderse artık Türkiye’de ‘Yetiş doktor!’ denecek bir doktor kalmayacak.
GAMZE ŞİMŞEK-MERSİN MERCEK / Sağlıkta büyüyen sorunlar sağlık çalışanlarının göç etmesine yol açarken, üniversite tercihlerini de etkiledi. Ankara Tabip Odası (ATO), YKS yerleştirme sonuçlarının açıklanmasının ardından tıp fakültelerinin tercihleriyle ilgili rapor yayımladı. Rapora göre, 33 tıp fakültesinde kontenjan dolmadı. Her geçen gün artan sağlıkta şiddet, mobbing, ağır çalışma koşulları karşısında verilmeyen özlük hakları ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ‘Giderlerse gitsinler’ demesinin üzerine Türkiye’den birçok hekim yurtdışına göç etmiş ve geriye kalanların da birçoğu göç için başvuruda bulunmuştu. Artık birçok sağlık çalışanı ülkeden gitmek isterken, öğrenciler de tıp okumak istemiyor.
“EN BÜYÜK SEBEP SAĞLIKSIZ POLİTİKALAR”
Konuyla ilgili Tanık Haber’e konuşan Genel Sağlık İş Mersin temsilcisi Gürbüz Şen, bu durumun en büyük sebebinin sağlık politikalarının içinde sağlığın olmaması olduğunu söyledi. Sağlığın ticari hale getirildiğini, hem vatandaşın hem de hekimlerin zor durumda bırakıldığını savunan Şen, “Özel hastanelere teşvik ve yönlendirme yapılmaya başlandı. Tabi böyle olunca ülkemizde tıp fakültelerinde eğitim veren uluslararası çapta hocalarımızda maalesef gem şiddet sarmalı içerisinde, hekimlik mesleğinin itibarsızlaştırılması ve ticari anlamda özel hastaneler ile kamunun yaratmış olduğu fiyat farkından dolayı bir şeklide istifalar arttı ve yurt dışında çalışma ortamı yaratmaya başladı” dedi. Durum böyle olunca ister istemez hekimler ve hekimlik mesleğinin, vurgulanan sağlıksız sağlık politikaları ile itibarsızlaştırıldığını; anne ve babaların artık çocuklarının böyle bir ortamda hekim olmasını tercih etmediğini söyleyen Şen, “Eskiden baktığımız zaman Türkiye’de en başarılı öğrenciler Tıp Fakültesini tercih ederlerdi. Şimdi ise maalesef kadro boşluğundan ziyade incelediğimiz zaman bakıyoruz ki artık mühendislik fakültelerine ve farklı branşlara bir kayış var” diye konuştu.
“ÖĞRENCİLERİN ÇALIŞMA ORTAMI DÜZENLENMELİ”
Bu durumu düzeltmek için özellikle toplumun hekimlere bakış açısını değiştirmeye yönelik politikalar üretmek gerektiğine dikkat çeken Şen, tıp fakültesi öğrencilerinin, asistanların çalışma ortamlarının düzenlenmesi gerektiğini söyleyerek, “Hem branşlar anlamında farklılıklar var hem diğer sağlık çalışanları arasında bir eşitsizlik söz konusu ve bununda ortadan kaldırılması gerekiyor. Performans sisteminin yıkıcı bir sistem olduğunu çalışan adına da vatandaş adına da defalarca ifade ettik. Sağlık Bakanlığı da bu performans sistemi üzerinden hem ayrıştırıcı bir politika güdüyor hem de çalışanları kendi içinde ayrıştırıyor. Sanıyor ki performans sistemi adı altında biraz daha özlük haklarını iyileştirirsem biraz daha fazla para verirsem bu hastane kuyrukları azalacak. Kamuya doktorlar hızlıca dönüş yapacak, ama yanlış düşünüyor. Tüm çalışanların ekonomik anlamda özlük haklarının iyileştirilmesi iyidir fakat tek bakış açımız bu değil” ifadelerini kullandı.
“ARTIK TIP FAKÜLTESİ HAYALİ YOK”
Eğitim Sen Mersin Şube Başkanı Mahmut Sümbül ise Öğrencilerin birçoğunun tıp fakültesi hayalinin artık kalmadığına dikkat çekti. Bu durumun birden çok sebebi olduğunu söyleyen Sümbül, “Bir yandan hekimlerimizin ve diğer sağlık personellerimizin pandemi döneminden bu yana zor şartlarda çalışmalardır. Bir yandan da aile hekimleri uzman hekimler, asistan hekimler başta olmak üzere hem ekonomik ve özlük hakların da çıkan problemler hem de sağlıkta şiddet politikasının hızla büyümesi ile beraber yapılan giderlerse gitsinler açıklamaları ve sonrasında düzeltilmeye çalıştıkları açıklamalar ile yakından ilgisi var. Böyle olduğunda da hekimlerimiz büyük oranda yurt dışına çıkmaya, öğrencilerimiz yurt dışında okumaya, mevcut okuyan öğrencilerimiz yurt dışına çıkış yapmaya başladı” dedi.
“SAĞLIK SEKTÖRÜ ÇÖKME NOKTASINA GELDİ”
Tıp fakültelerinin kontenjanının dolmamasının son 2 yıl haricinde görülmüş bir şey olmadığını hatırlatan Sümbül, “Aksine her yıl puanı yükselen ‘iş garantisi’ olan bir meslek iken şu anda kontenjanlarının dolmaması bu konuda yetkililerin şapkalarını önüne koyup ciddi ciddi düşünmeleri gereken bir durum. Ve şu anda sağlık sistemi iflas etmiş durumda, bizler sağlık hizmeti alanında gerçekten devletten sağlık hizmeti alamıyoruz. Aylar sonrasına randevular alabiliyoruz ve özelden hizmet almaya zorlanıyoruz. Ben kendimde bunu yaşadım. Özele gitmek zorunda kaldım bir emekli olarak. Şimdi ekonomik krizin bu kadar üst düzeyde olduğu bir dönemde hekimlere bu yaklaşım sağlık sektörünün çökme noktasına gelmesine sebep oldu” şeklinde konuştu.