İktidarların kullandığı ve her geçen gün dezavantajlı gruplar üzerinde kendini biraz daha gösteren şiddet, tüm topluma yayılıyor. Öyle ki, “toplumun en gücük birimi” olarak tanımlanan aile içinde “aile meselesi” denilerek üzeri örtülmeye çalışılan şiddetin yansımalarına ilişkin her geçen gün yeni ölümlü olaylara tanık oluyoruz. Bunun en çarpıcı olanı, Mersin’de yaşandı. 1 Aralık’ta 12 yaşındaki bir çocuk “sınavdan düşük not aldığı için kendisiyle alay ettiğini” öne sürdüğü sınıf arkadaşı 12 yaşındaki başka bir çocuğu önce okulda bulduğu bir cisimle darp etti. Ardından yanında getirdiği kesici bir aletle öldürdü.
Psikolog Beritan Onuk, çocukların akranlarına karşı başvurduğu şiddet, nedenleri ve bu durumun nasıl önlenebileceğine ilişkin konuştu.
Akran zorbalığı
Mimoza Kadın Derneği’nde çalışma yürüten Psikolog Beritan Onuk, “akran zorbalığında” aynı yaş grubundaki çocukların tek veya grup halinde başka bir çocuğa düzenli olarak fiziksel, sözel, sosyal, cinsel veya siber şiddet uygulaması olarak ortaya çıktığını ve genellikle “şaka” olarak tanımlanıp giderek şiddetin arttığını belirtti.
Onuk, akran zorbalığına ilişkin şunları söyledi: “Dil, din, ırk ve fiziksel görünüm bu farklılıklara örnek olarak verilebilir. Bunun yanında çocuğun diğerlerinden çalışkan olması, içine kapanık ve sessiz olması da zorbalığa uğrama ihtimalini arttırmaktadır. Yapılan araştırmalara göre erkek çocukların kız çocuklara oranla daha çok zorbalık yaptığı ve zorbalığa uğradığı söylenebilir. Ayrıca erkek çocuklarının fiziksel zorbalığı tercih ederken, kız çocuklarının daha çok sözel ve sosyal zorbalığa başvurduğu da bulgular arasındadır. Akran zorbalığı yüz yüze olabileceği gibi (Facebook, Instagram, Twitter, Snapchat gibi) internet araçları üzerinden de olabilir. Çocuğun veya ergenin kendi yaş grubundaki diğer kişi veya kişilere karşı olan fiziksel, sözel veya ilişkisel saldırganlık davranışlarının tümü akran zorbalığı olarak tanımlanır.”
“Çocukların başvurduğu şiddettin nedenleri”
Akran zorbalığının; köküne bakıldığında da çocuğun aile içinde şiddet yaşayıp maruz kalması veya anne ve baba arasında gerçekleşen şiddeti görmesinin yer aldığı ve böylece şiddeti kendisinin de fiziksel ve duygusal açıdan güçsüz gördüğü çocuğa uygulamasına yol açtığının görüldüğünü ifade eden Onuk, “Toplumda şiddet arttıkça, televizyon programlarında, dizilerde şiddet var oldukça çocuklar da bu gördükleri şiddetten etkilenerek uygulamaya başlıyorlar. Akran zorbalığının da en önemli etkeni şiddet içeren dijital oyunlar. Yine sosyo-kültürel olarak bazı farklılıklar dil, din, cinsiyet, ırk, etnik grup ve sosyal sınıf gibi tarihi ve kültürel farklılıklar baskın gruba dâhil olanlar diğerlerine zorbalık yapma eğilimi taşırlar. Bu noktada ailelerin dikkatli bir şekilde çocuklarını takip etmeleri ve öğretilere dikkat etmeleri gerekiyor” dedi. Onuk, böyle durumlarda çocukların ebeveynlerine yaşadıklarını anlatabilmek için ihtiyacı olan güvenin verilmesi gerektiğini ekledi.