Mersin Kadın Platformu’nun çağrısıyla 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü sebebiyle Kushimoto Sokağında bir araya gelen kadın+’lar erkek şiddetine karşı yürüyüş yaptı. “Erkek-devlet şiddetine karşı özsavunmaya” yazılı pankartın açıldığı eylemde “Bağır herkes duysun, erkek şiddeti son bulsun”, “Susmuyoruz, korkmuyoruz, itaat etmiyoruz”, “Nefrete inat, yaşasın hayat”, “Yaşasın feminist mücadelemiz”, “Kadın cinayetleri politiktir” ve “Jin jiyan azadi” sloganları atıldı.
Kadınlar şiddete karşı yürüdü
Kushimoto Sokağında yürüşe başlayan kadınlar, sahil caddesinde yaktıkları meşalelerle gökyüzünü mora bürüdü. Sık sık slogan atan kadınlar Özgecan Aslan Meydanına geldi. Burada yapılan basın açıklamasını Mersin Kadın Platformundan gazeteci Ayşenur Önal okudu.
Daha eşit bir dünya için kadınların isyanı büyüttüğünü söyleyen Önal, “Türkiye’nin dört bir yanından, Arjantin’e, Şili’ye, Polonya’dan, Afganistan’a, Rojava’ya dünyanın her yerinden yükselen kadın direnişleri İran’da katledilen Jina Amini’nin ardından diktatörlüğe, otoriter rejimlere, ataerkilliğe karşı bir başkaldırıya dönüştü. Kadınlar olarak bugün burada; şiddete, cinsiyetçiliğe, savaşa, yoksulluğa karşı; eşitlik, adalet, barış ve özgürlük için isyanı büyüterek mücadeledeyiz diyoruz.” diye konuştu.
10 ayda 337 kadın öldürüldü
Geçtiğimiz 25 Kasım’dan bugüne erkek şiddetinin hız kesmeden devam ettiğini belirten Önal, son on ay içerisinde 337 kadının katledildiğini, 190 şüpheli kadın ölümünün gerçekleştiğini aktardı. İstanbul Sözleşmesi’nin iptal edilmesinin şiddeti arttırdığına da dikkatleri çeken Önal, Her ay onlarca kadın koruma kararına rağmen katledilirken, 6284 sayılı yasa uygulanmıyor, hatta yasanın sağladığı haklar kısıtlanmaya çalışılıyor. “ Erkek adalet değil, gerçek adalet!” demek için alanlarda, adliye önlerinde, duruşma salonlarındayız! Ama en çok tüm bunların hesabı için peşinizdeyiz!” dedi.
“Sansür yasasıyla sesimizi kısamayacaksınız”
Sansür yasası ve tutuklu gazetecilere de değinen Önal şunları söyledi: “Bizlerin mücadelesini yaşanılan her koşula rağmen yurttaşa duyurmaya çalışan onlarca gazeteci uyduruk gerekçelerle tutuklandı. Tutuklamalara kılıf olsun diye sansür yasasının çıkarıldığını biliyor ve asla bu yasaya boyun eğmeyeceğimizi bir kez daha haykırıyoruz! Tutuklu gazetecilerin özgür olamadığı her günün hesabını vereceksiniz! Sansür yasasıyla sesimizi kısamayacak, ensenizde daha çok hissedeceksiniz. Tüm bu saldırılara rağmen dünden bugüne dayanışmanın gücüyle çoğalarak güçlenen, örgütlülüğe dönüşen ve iktidarları sarsan kadın mücadelesi inancımızı büyütüyor. İran’da ‘Bizi zorla kendi cennetinize götüremezsiniz’ diyerek sokakları isyan alanlarına çeviren, Rojava’da DAİŞ karanlığına direnen, Arjantin’de ‘bir kişi daha eksilmeyeceğiz’ diyerek adliye binasını ateşe verenleriz. Bir kişi daha eksilmemek için, bize sınırlar çizmeye çalışanlar unutmasın bizim ‘fıtratımızda özgürlük var!’ 62 yıl önce diktatörlüğe karşı direnişte simgeleşen Mirabel kardeşlerden bugüne dünyanın dört bir yanında kadınlar olarak Jin, Jıyan, Azadi sloganıyla işyerlerimizde, evlerimizde, sokaklarda ve yaşamın her alanında birlikteliğimizden ve dayanışmamızdan aldığımız gücün kararlılığıyla birbirimiz için sokaklardayız! Her gün birbirimize ‘umutsuzluğa düşersen bu kalabalığı hatırla’ demek için buradayız! Tüm gücümüz ve isyanımızla sokaklarda olmaya devam edeceğiz.”