Diyarbakır’da tutuklanan 16 gazeteciyle dayanışma amacıyla mektup ve kitap gönderen gazeteciler PTT önünde açıklama yaptı. Açıklamada konuşan HDP Milletvekili Ömer Öcalan, “Özgür basın her zaman dimdik ayaktadır” dedi.
Dicle Fırat Gazeteciler Derneği (DFG) ve Mezopotamya Kadın Gazeteciler Platformu (MGKP), Diyarbakır’da tutuklanan 16 gazeteciyle dayanışmak amacıyla Mersin’de kart ve kitap gönderdi. PTT Çarşı Şubesi’nde biraya gelen gazetecilere Halkların Demokratik Partisi (HDP) Urfa Milletvekili Ömer Öcalan, HDP İl Eşbaşkanı Bedriye Kuş ile yöneticiler, İnsan Hakları Derneği (İHD) İl Eşbaşkanları Zeynep Benli ile Hakkı Demir ve yöneticileri de destek verdi. Gazeteciler adına açıklamada konuşan Gazeteci Mahmut Sönmez, 16 gazetecinin savcı ve hakimlik ifadeleri sırasında haberleri ve sundukları programların suç gibi gösterilirken Diyarbakır Emniyet Müdürlüğü’nün ise fotoğraf makineleri, kamera ve gazete arşivlerini suç delili olarak sergilediğini hatırlattı.
‘SERBEST BIRAKIN’
Gazeteci arkadaşlarının tutuklanmasının üzerinden 3 ay geçtiğini belirten Sönmez, “Haklarında yürütülen soruşturma tamamlanıp iddianameye dönüştürülmediği gibi tutukluluğa yapılan her bir başvuruya ise olumsuz yanıt verildi. Kısa sürede iddianame hazırlanarak ve arkadaşlarımızın serbest bırakılması gerekiyor. Basının özgür olmadığı bir ortamda özgürlükten söz edemeyeceğimizi bir kez daha vurguluyoruz. Bir an önce 16 meslektaşımız başta olmak üzere tüm tutuklu gazetecilerin serbest bırakılması çağrımızı yineliyoruz” dedi. Yaptıkları haber ve programlar nedeniyle özgürlüklerinden alıkonulan 16 arkadaşları şahsında herkesi gazeteciliği savunma çağrısı yapan Sönmez, “Bir kez daha meslektaşlarımızla dayanışma içinde olduğumuzu haykırmak ve herkesi bu mücadelede ortaklaşmaya çağırıyoruz” diye konuştu.
‘KÜRT GAZATECİLERİN ARKASINDAYIZ’
Ardından konuşan HDP Urfa Milletvekili Ömer Öcalan, “Bu ülkede birçok defa sözün bittiği nokta diye başlıklar atılmıştı siyasette ve baskıda hiçbir zaman sözün bittiği nokta olmamıştır. Sözün bittiği nokta olmadı, sözün bittiği nokta düşünceye kelepçenin vurulduğu nokta çatışmadır, şiddettir, gözyaşıdır, ölümdür. Türkiye’de öyle bir basın anlayışı gelişti ki kimileri kendini candaş olarak tanımlamaktadır. Bu ülkede muhalif aynı zamanda Kürt basını da vardır. İktidar şuan muhalif ve Kürt basınını susturmak için elinden geleni yapıyor. Biz özgür basın geleneğinden gelen gazetecilerin arkasındayız” dedi.
‘ÖZGÜR BASIN DİMDİK AYAKTA’
Dün Ankara’da Ape Musa’nın mahkemesinin görüldüğü hatırlatan Öcalan, bu mahkemenin 30 yıl önce yol ortasında öldürülen özgür basın geleneğinin olduğunu belirterek, “Dava maalesef bir zaman aşımı tehlikesiyle karşıyayız. 20 Eylül’de süre dolmaktadır, 21’inde son mahkeme kararını verecektir. 30 yıl önceki muhalif basın üzerindeki yıldırma baskı şuanda devam etmektedir. Diyarbakır’da tutuklanan gazetecilerin ne suçu var. Özgür basın söylemekten, yazısını yazmaktan, mikrofonu tutmaktan başka ne suç işledi. Bu ülkede herkes her örgüte mensup olabilir. Bunun hukuki güvencesi yoktur. Kimsenin anayasal güvencesi yoktur. Her an her örgütle suçlanabilirsiniz. Muhalif basın düşüncesini özgürce çekinmeden söylemeye devam ediyor. Bırakın fikirler çatışsın, fikirlerin çatışması bu topluma zarar vermez. Özgür basın her zaman dimdik ayaktadır” şeklinde konuştu.
Kitle ardından “Özgür basın susturulamaz” sloganı attı. Açıklamanın ardından gazeteciler, tutuklu meslektaşlarına mektup ve kitap gönderdi.