Tez-Koop-İş, sendika üyelerine baskı yaparak sendikadan istifaya zorladığını iddia ettiği Mersin Üniversitesi’ne tepki göstererek, “Sendikal mücadelemiz engellenemez” dedi.
Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu’na (Türk-İş bağlı) Türkiye Ticaret, Kooperatif, Eğitim, Büro ve Güzel Sanatlar İşçileri Sendikası (Tez-Koop-İş) Mersin Üniversitesi’nin (MEÜ) sendika üyelerinin baskı ve tehditlerle sendikadan istifaya zorladığını iddia ederek MEÜ’yü protesto etti. Özgür Çocuk Parkı’nda bir araya gelen sendika üyeleri, “İş ekmek yoksa barış da yok”, “Sendikal hakkımız engellenemez” ve “Yaşasın sınıf dayanışması” sloganları attı. Eylemde konuşan Tez-Koop-İş Genel Örgütlenme Sekreteri Çağdaş Duyar, “Sendikamız Tez-Koop-İş’in yıllardır toplu iş sözleşmesi (TİS) yetkisinin olduğu Mersin Üniversitesi’nde üyelerimiz baskı ve tehditlerle sendikamızdan istifaya zorlanmaktadır” dedi.
“Meü üyelerimize baskı yapamaz”
Mersin Üniversitesi’nde imzaladıkları toplu iş sözleşmesinin 11 Ağustos 2021 tarihinde hükümet ile Türk-İş arasında imzalanan Kamu Toplu İş Sözleşmeleri Çerçeve Anlaşma Protokolüne uyumunu sağlamak üzere sürdürülen ek protokol oluşturma görüşmelerinde, yürürlükte bulunan toplu iş sözleşmesinin ekonomik ve sosyal haklar ile ilgili maddelerini geriye götürmek isteyen Mersin Üniversitesi Genel Sekreterliği’nin, yasal olmayan dayatmalardan sonuç alamaması üzerine, üyelerini sendikamızdan istifa ettirmeye çalıştığını öne süren Duyar, “Bunun için MEÜ Genel Sekreteri İsa Değirmenci tarafından hem geniş katılımlı toplantılar hem de tek tek görüşmeler gerçekleştirilmektedir. Bu tutum sendikal hak ve özgürlüklere açık aykırılık oluşturmaktadır. Belirtmek gerekir ki; bu tutum yasa dışıdır ve aynı zamanda suçtur. MEÜ Genel Sekreterliği nedeni ne olursa olsun sendikamız üyelerine dolaylı ya da dolaysız baskı yapamaz, zorlayamaz” diye konuştu.
“İş Kanunu’na uymuyor”
TİS ile kazanılmış bir hakkın ek protokol ile geriye götürülmesi ya da tamamen ortadan kaldırılmasının ne 6356 Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu’nun ne de 4857 Sayılı İş Kanunu’nun felsefesine uymadığını vurgulayan Duyar, “Belirtmek gerekir ki, Bakanlıkça Toplu İş Sözleşmeleri Çerçeve Anlaşma Protokolünün yayımlamasındaki amaç; kamu kesiminde imzalanan toplu iş sözleşmelerindeki düşük kalan sözleşme maddelerinin belirli bir seviyeye çıkarılması istemidir. Uygulamada da tüm kamu kurumları, Kamu Çerçeve Protokolünde düzenlenmiş maddelerin üzerinde olan hükümleri aynen uygulayarak, altında kalan maddeleri ise Kamu Çerçeve Protokolüne uyumlu hale getirmiştir. Bu anlamda; Mersin Üniversitesi Genel Sekreterliği, 2021 yılı Kamu Toplu İş Sözleşmeleri Çerçeve Anlaşma Protokolüne ve toplu iş sözleşmesinin tüm hükümlerine koşulsuz biçimde uymak zorundadır” ifadelerini kullandı.
“Mücadelemiz devam edecek”
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın Kamu Çerçeve Protokolü konusunda 7 Ocak 2022 tarihinde yayınladığı duyurusunu hatırlatan Duyar, “Kanunun Ek 2’nci maddesi kapsamındaki kamu kurum ve kuruluşları (üniversiteler dâhil) Kamu Toplu İş Sözleşmeleri Çerçeve Anlaşma Protokolüne uymakla yükümlüdür. Bu bağlamda, 11 Ağustos 2021 tarihinden önce imzalanmış olan ve yürürlük süresi çerçeve protokolü dönemine rastlayan toplu iş sözleşmelerinin 2021 yılı Kamu Toplu İş Sözleşmeleri Çerçeve Anlaşma Protokolüne uyum sağlamasını teminen tarafların ek protokol ile değişiklik yaparak uygulanmakta olan toplu iş sözleşmelerini Çerçeve Anlaşma Protokolü hükümlerine uyumlu hale getirmeleri gerekmektedir. Kapsamdaki kamu idaresi yetkililerince çalışanların mağduriyet yaşamamasını teminen gerekli hassasiyet gösterilmelidir” şeklinde konuştu. Mersin Üniversitesi’nde yaşanan tüm yasa dışı anti-sendikal saldırıları şiddetle kınadıklarının altını çizen Duyar, “Yasal haklarımızı sonuna kadar kullanmakta kararlı olduğumuzu vurgulamayı sendikal sorumluluğumuz anlamında bir görev sayıyoruz. Bu anlamda, mücadelemizin devam edeceğini belirtiyoruz” diyerek sözlerini tamamladı.